Takıntılarımızın Nedenleri 0-2 Yaş Dönemimiz mi?

Psikiyatrist Doç. Dr. Nusret Kaya’yı bir dönem ATV ‘de yayınlanan “Evrenin Dili” programından belki hatırlayanlarımız vardır. Nusret Kaya günümüze dek 7000’in üzerinde rüya analizi (şimdilerde bu sayının 65.000’e çıktığını söylüyor) gerçekleştirmiş, danışanlarına rüya analizleri ile yardımcı olan, kendine ait de bir felsefesi olan çok değerli bir psikiyatristtir. Psikoestetik, İyileşme Kitabı, Cenin, Evrensel Eşit Kuyruklu Canlı kitaplarının birinci ve ikinci cildini okuyup, değerli bilgilerinden faydalanmak hem farkındalığımı arttırdı hem de çocuklarıma daha sağlıklı bir gelecek hazırlayabilmem adına ciddi bir rehber oldu.. Nusret Kaya’ya göre 0-2 yaş dönemi, çocuklar için öncelikle tuvalet terbiyesi dönemiymiş. Mümkün olduğunca basit anlatmam gerekirse; bu dönemde çocukların kendilerini korumaları, ifade etmeleri, konuşabilmeleri gibi durumlar söz konusu olmadığı için (iq yeterince gelişmiş değildir elbette bu dönemde) çocuklarda sert takıntılar oluşurmuş. İşte bu dönemde yapılan masum hatalar, kişinin tüm hayatı boyunca etkileneceği ve üstesinden gelmekte de zorlanacağı sert takıntılara maruz kalmasına sebebiyet verirmiş. Bunları da global olarak şöyle sınıflandırıyor Sevgili Nusret Kaya:

A. Öpülmüş Popo Sendromu

Toplumumuzdaki bir çok kadın, hepimiz de gayet iyi biliriz ki aslında evet, bebek poposu hayranıdır. Bilhassa da erkek bebeğininkine… Bunun asıl sebebinin bilinçaltına göre anlamı, basitçe ifade etmek gerekirse dişi pilini keşfedemeyen kadınların hiç farkında bile olmadan böyle bir hayranlık beslemeleriymiş. Öyle ya, nereden bilebiliriz ki, adı üstünde işte; bilincin altında yani bilinçaltında yatan bir nedenmiş bu. Peki biz gayet de masum olarak bir çocuğun poposunu öper ya da ısırırsak, ileride bu çocukta ne gibi sert takıntılar oluşur? “Otuz bin gırtlak zavallı hakeme boşuna mı homoseksüel içerikli küfürlerle bağırıyor zannediyorsunuz? Başka küfür mü yok? Biz buna psikiyatrik dile ‘prejeksiyon-yansıtma’ diyoruz. Popolarının bebeklikte öpülmüş olmalarının intikamını alırlar” der Nusret Kaya… Ya da çok az bir ihtimalle “gay”liğe çok daha yüksek bir ihtimalle de cinsel kimlik karmaşası yaşayacağı için maçoluğa neden olurmuş. Birçok delikanlının birkaç adımda bir “yerinde duruyor mu?” diye hiç farkında olmadan elleri ceplerinde “kontrol” etmelerinin sebebi buymuş işte.. Göğüs kıllarını özellikle açarak dolaşıp, “ben ne kadar erkeğim” gösterisine sığınma sebebi de sırf bundan kaynaklıymış. Çeteler kurulmasının, biz ne kadar güçlüyüz vurur kırar parçalarız eylemlerinin; kısacası savaşın, terörün, vahşetin sebebi masum bir popodan öpme eylemiymiş aslında…  Dişi pilini keşfedemeyen kızlar ve kadınlar da bu yüzden bu maçolara ya da “gay”lere bayılırmış.

B. Aşırı Titiz Anne Sendromu

Bebeklerinin apış aralarını pis kalmasın diye çok didik didik elleyen, tahriş eden, fazlasıyla uyarıcı hareketler yapan ya da çok daha ileriye gidip pamuklu çubukla temizlemeye kalkan annelermiş bunlar… İşte bu yoğun ve çok fazla uğraşlardan ötürü kızlarda kl.itor.is’in, erkeklerde de an.üs ‘ün devreye girmesiyle sert takıntılar meydana gelirmiş. Nusret Kaya’nın ifadesiyle lib.idinal enerji aynı zamanda yaşam enerjisi anlamını taşıyor. Nusret Kaya bu denli obsesyonel tarzda titiz olan annelerin hiç olmazsa kızlarda kl.itor.isleriyle, erkeklerde de an.üsleriyle uğraşmamasını tavsiye ediyor. Bebeciklerin poposunu yakan, çimdikleyen anneler de varmış tuvalet eğitimi esnasında maalesefki… Çocuklar ileriki yaşlarda hastalandıkça, anne gene hiç farkında bile olmadan kendini suçlar, hastalanır ve doktor doktor dolaşırmış.

C. Bakıcı Sendromu

Yapılan araştırmalarda, bebeklerin apış aralarına değen anne eli dışındaki ellerin dokunuşları da Nusret Kaya’ya göre sert takıntılar oluşmasının bir başka nedeniymiş. Hiç olmazsa ve mümkünse, en azından anneanne ya da babaanne elinin değmesi çocuk için daha iyi olacağını, bu da şayet mümkün değilse en azından sadece bir kişinin çocuğun tuvalet eğitimi ya da bez değişimiyle ilgilenmesinin doğru olacağını söylüyor. Bir dileği de, çalışan annelerimizin keşke mümkün olsa da en azından 2 sene bebekleriyle kendileri ilgilenebilse yönünde… 0-2 yaş döneminde kendimizi kollayamadığımız ve olayları kavrayamadığımız için, bu hassas bölgelere yabancı eli değmesinin ne kadar zararlı olduğunun altını çiziyor. “Lütfen artık ‘bebek bir şey anlamaz’ zihniyetinden süratle kurtulalım. Bir evrensel canlı olarak her şeyi kaydettiğini ve bu kayıtların sağlıksız olması durumunda tüm yaşantımızın sağlıksız olacağı bilimsel gerçeğini hiç unutmayalım” diye ekliyor yine kendisi… “Bu yazdıklarımı lütfen mürebbiye ya da çocuk bakıcıları yanlış anlamasın. Bakmak zorunda kaldıklarında; bebeciklerin poposuna çıplak elle değil eldivenli elle dokunsunlar. Çıplak elde tahmin ettiğinizden çok daha fazla enerji vardır. Yanlış uygulamalardan değil, anne dışındaki yabancı el reaksiyonlardan bahsediyorum” der.

D. Klasik Çocuk Doktoru Sendromu

Bebeklerin ateşini an.üs’ten soktuğumuz derecelerle ölçmememiz gerektiği konusunda yine ciddi uyarıları var Sevgili Nusret Kaya’nın. Hatta ateşi düşürmek için yine fitil kullanmamızın doğru olmadığını dile getiriyor. Bebeğin korteksi henüz gelişmediği için buradan içeri girenin ne olduğunu ayırt edemez ve yıllar sonra ancak rüya analizleri ile düzelebilen sert takıntılara neden olur der. Doktorların çoğunluğunun son zamanlarda fitil yerine ağızdan şurup ya da damla vermelerinin ve aslında tüm doktorların da bunu uygulamasının şart olduğunun bilgisini veriyor. Zaten çağdaş derecelerin de koltuk altına yerleşerek yapılmasının esas nedeni de buymuş zaten.

E. Televizyon Sendromu

Çoğu bebek bilirsiniz ki reklam düşkünüdür. Reklamların hareketli sahneleri, çocuk ve bebeklerin dikkatini çeker. Bu da bebek beyninin hareketlerden etkilenmesi bilgisini desteklediği için doğal olarak kabul edilebilinir. Nusret Kaya’nın bu konuda dikkat etmemiz gerektiğine dair değindiği nokta; “Bebeklerin uykudayken de televizyonlardaki vahşet sahnelerinden etkilendiğidir.” Kan, vahşet gibi sahnelerin bilhassa da rating amaçlı tam da çocukların uyku saatine, anne babaların da televizyon izleyeceği saate denk getirilmeleri, bebek bir şey anlamaz gafleti ile bu sahneler varken çocuğun aynı ortama maruz kalması ve hele hele de o esnada uyuyakalması ileride kan ve vahşete düşkün olması demekmiş ve buna üzülmemek, şaşırmamak gerekirmiş. Çocuklar yargı, kıyas yapamadıkları için ve direkt gelen mesajları beyinlerine aldıkları için, bu sağlıksız sahneleri direkt kaydederlermiş.

F. Aynı Yatakta Uyuma Sendromu

Nusret Kaya belli bir dönemden sonra buna da karşı çıkmakta. Benim şahsi fikrim ise, 2 yaşına kadar anne ile bebek birlikte uyumalı fakat 2 yaşından sonra da ilk önce yataktan ayırmalı ama aynı odada uyumasına izin verilmeli, sonrasında da kendi odasına geçmesi yönünde. 2 yaşa kadar korteks (Nusret Kaya’ya göre üst beyin) tamamlanıyor çünkü. Kız kıza ya da erkek erkeğe uyumanın bile doğru olmadığını savunuyor Sevgili Nusret Kaya. Uyku esnasında yanında uyunan kişinin kim olduğunu beyin kimlik olarak bilmez fakat yanında biri olduğunu bilir. Bu sebeple de alt beyin yeterince gelişmediği için içgüdü ile aktarım yaparmış. Bu da kimlik karmaşası yaşamaya neden olurmuş belki de tüm yaşamımız boyunca.

G. Sallama ve Emzik Sendromları

Denge bozuklukları, araba tutması gibi rahatsızlıkların nedenini bu sendroma bağlıyor Nusret Kaya. Bebeklerin henüz gelişmekte olan beyin sistemleri, biz bebeği salladıkça beyin iç duvarına çarparak sarsıntı yaşar ve bu sebepten dolayı da uykusu gelirmiş. “Böyle sallabaş bebeklerin ileride çok da akıllı olacağını ummayın” diye ekliyor. Emzik ise ileride “Oral Safhaya Fiksasyon” denilen özel bir takıntıya neden olurmuş. Lopur lopur konuşma veya lopur lopur yemek yeme, vazgeçemediğimiz sigara, sakız gibi alışkanlıklarımızın en önemli nedenlerinden biriymiş emzik ve biberon. “Ağzımız boş kaldığında rahatsız hissederiz emzik ve biberon uygulandıysa” diyor Nusret Kaya.

H. Abartılı Mıncıklama, Dokunma, Gıdıklama Sendromu

İleride dokunma ile ilgili problemlere.

I. Altı Geç Değiştirme Sendromu

İleride parfüm düşkünlüğü ve koku ile ilgili takıntılara.

J. Kundaklama Sendromu

İleride kapalı yer korkusu yani klastrofobiye.

K. Nevrotik Ses Tınıları İle Bağırıp Çağırma, Azarlama Sendromu

İleride öneri arsızlığı, isyankarlık veya içedönük bir kişiliğe neden olacağı için, “Bunları da yapmamaya çalışın muhterem anne, babalar ve bebek etrafındaki hepiniz.” Nusret Kaya’nın bize tavsiyeleri bu yönde. Takıntılarından kurtulmuş, özgürce hayatını yaşayan ve beyninin farkında olan nesil(ler) yetiştirebilmek için bunlara dikkat etmemiz gerektiğini büyük bir önem ve kesin bir dille vurguluyor. Ek olarak da erkek çocuklarında sünnetin 2-9 yaş arasında kesinlikle yapılmaması gerektiği konusunda oldukça hassas. Ya 0-2 yaş döneminde ya da 9 yaşından sonra erkek çocuklarımız sünnet olmalılarmış. Kaynak: Evrensel Eşit Kuyruklu Canlı, Birinci Cilt Sevgilerimle,

birannetavsiyesi@gmail.com

4 Yorum

  1. Bildiğimiz fakat uygulama kısmında zorlandığımız konular 🙂 Rabbim anne babalara önce sabır versin gerçekten büyüdükçe insan nasıl davranacağını bilemiyor. 10 yıldır anneyim fakat bu yıl ki kadar hiç zorlanmamıştım biri ergenlik girişinde diğeri 3 yaş sendromunda ;))

  2. Sizin gibi bilincli bir anne ve kadina uymayan bir yazi olmus bence bu. Kimse poposu opuldu diye gay olmaz. Gay’likten bir hastalik, rahatsizlik, popo opulurse ortaya cikabilecek bir sendrom olarak bahsedilmesi cok yanlis. Bir uzman gorusu aktarmissiniz fakat bu gorusu aktarmazdim ben olsam. Saygi ve sevgilerimle..

    • Melisa Hanım merhaba, Düşüncelerinize saygım elbette ki sonsuz. Konuyu tümüyle ele alırsak eğer, ilk etapta ben de sizin gibi düşünüyordum fakat Sevgili Nusret Kaya’yı okudukça onu daha iyi anladım.

      Gay konusuna da gelince, kendisi bunu hastalık olarak aktarmamış zaten. Ki, benim de birçok gay arkadaşım var ve hepsini de çok ayrı severim. Ben, bebeklik dönemimizde daha dikkatli olunması adına okuduğum, araştırdığım bir psikiyatrisin bilgilerini aktardım. Annelerimize bebeklerimiz için daha dikkatli davranalım mesajını verebilmek için. Sevgi ve saygılar benden.

MENÜ