Yenidoğan Bebek Bakımı

Yenidoğan bebek bakımı, hele ki benim gibi ilk annelik deneyiminiz ise gözünüze biraz zormuş gibi geliverir fakat zamanla daha çabuk alışacak ve her şeyin üstesinden rahatlıkla gelebileceksiniz bayanlar, sakın telaş yapmayın 🙂 Şimdi, evinize gelen bu minik neşenin bakımına dair bilgilerimi paylaşacağım sizinle. İlk etapta size yardımcı olabilecek birkaç detay:

Yenidoğan Beslenme ve Emzirme:

Bebek doğduğunda, mümkünse hemen annesinin kucağına verilmeli. En kısa sürede de bebeğin emmesi sağlanmalıdır. İlk zamanlarda anne de bebek de acemi olduğu için ve doğum daha yeni gerçekleştiği için muhtemelen sütünüz az gelecektir fakat endişelenmeyin! Doğumdan hemen sonra hormonlarınızın yeni bir düzene girmesi ve beyindeki prolaktin hormonunuz sayesinde süt yapımınız başlayacaktır. İlk sütünüz koyu sarı renktedir. Bu, bebeğinizin aslında ilk aşısıdır ve bebeğinizi mümkün olduğunca sık emzirerek bilhassa da bu sütü çok tüketmesini sağlamalısınız. Ortamala 2-4 gün içerisinde sütünüz artacaktır. Emzirme boyunca ve özellikle de ilk zamanlarda mümkün olduğunca az yorulmalısınız ve uykusuz kalmamalısınız ki sütünüz çoğalsın. Bol miktarda da su içmelisiniz. Ne kadar çok emzirirseniz zamanla o kadar çok sütünüz artacaktır. İlk zamanlarda gelen az süt sizi endişelendirmesin çünkü bebeğiniz henüz küçük olduğu için O’nun için bu süt  yeterli olacaktır.

Bebeği emzirirken öncelikle rahatça oturmalısınız. Daha sonra bebeğin başı ve vücudu size dönük olacak şekilde, bir elinizle de sırtını ve başını destekleyerek bebeğinizi kucağınıza yerleştiriniz. Memenin sadece uç kısmını değil, kahverengi kısmını mümkün olduğunca bebeğin ağzına girmesini sağlayın. Emerken ağzına hiç hava dolmasın ki gaz oluşmasın. 4 parmağınız göğsünüzün altında, baş parmağınız ise göğsünüzün üstünde kalacak şekilde (C şeklinde) memeyi bebeğin ağzına yerleştirin. 2 parmağınızın arasına göğsünüzü alarak süt kanallarını tıkamayın!

Yenidogan Bebek Bakimi

Bebek uyudukça çenesinin altından dürterek uyandırın ve emzirme işlemine devam edin. Bebeğiniz her ağladığında mutlaka emzirin. Belirli zaman aralıklarında değil, bebeğin ihtiyacına yani ağlamasına göre hareket edin ki yenidoğan bebek ilk günlerde sürekli uyuduğu için uyandırıp uyandırıp emzirmeye devam edin. Burun deliklerinin de kapanmamasına dikkat edin. Özellikle de gece emzirirken lütfen ama lütfen dikkat edin ki Allah korusun bebeğiniz nefessiz kalmasın. Ben 2 aydan önce bebeğimi yatırarak değil, kucağıma alarak emzirdim. Bu, daha rahat oluyordu benim için.

Daha önceki yazımda da paylaştığım gibi, literatürde sütüm az geliyor diye bir şey yokmuş. Dünya’da sadece bir kadında görülmüş bu durum. Yine tekrarlıyorum; emzirdikçe sütünüz gelecek.

Her emzirme işleminden sonra bebeğinizin mutlaka gazını çıkarın. Bebeği dik tutarak ve sırtına elinizi kubbe gibi yaparak hafif hafif vurmanız ve sırtını sıvazlamanız ile bebeğiniz gazı çıkaracaktır. Buna rağmen gaz sancısı çekmeye devam ederse de bacaklarını bisiklet çeviriyormuş gibi hareket ettirin.


D vitamini ve doktorun vereceği ilaçlar olursa eğer, onların dışında ilk 6 ay bebeğinizi sadece anne sütü ile besleyin. Kesinlikle su ya da başka bir şey vermeyin. Anne sütünün zaten %80’i sudur. Dışarıdan alabilecek bu gıdalar ve su, içerisinde mikrop barındırabileceği için başta ishal olmak üzere bebeğinizi hasta yapabilir. Anne sütü ise mikropsuzdur. Isısı tam olması gerektiği ısıdadır, değişmez. Hem hazmı da kolaydır. Mümkünse 2 yaşa kadar emzirin. Emen bebeklerde yukarıda da belirttiğim gibi ishal başta olmak üzere birçok hastalıklardan korunan, bağışıklığı güçlü ve çabuk hastalanmayan bir çocuğunuz olmasını istiyorsanız emzirmekten vazgeçmeyin kızlar 🙂

Hem bunun sizler için bir avantajı daha var 😉 Gece bebeğiniz uyandığında mama hazırladığınızı düşünebiliyor musunuz? Mis gibi bir uyku, bir yandan bebişiniz ağlıyor, steril biberon, sütü ya da suyu ısıt, mamayı ekle, bir de baktınız ki mama ya çok sıcak ya da çok soğuk! Tekrar uğraş!.. Bu sırada bebek de ağlasın dursun.. Halbuki emzirirken öyle mi? Bebiş ağladı, hooop hemen kucağa! Ve emzir. 5 dakika sonra doyacak ve ardından O da uyusun sen de 🙂 Özellikle de ilk zamanlarda Güneş her saat başında uyanır emerdi, şimdi gecede 3 kere kalkıyoruz. Yine de az mı? 3 kere uyanıp mama yaptığınızı düşünün, bir de emzirip ikinizin de mışıl mışıl uyuduğunuzu düşünün 😉

Emzirmek dünyanın en harika şeylerinden biri anne adayları! Lütfen emzirmeyi işkence olarak görmeyin. Bazı anne adayları emzirmenin zor olabileceğini düşünüyor. Oysa sevgiyle yapılan hiçbir şey zor değildir. Üstüne üstlük, emzirerek eski formunuza da daha çabuk gelirsiniz. Hem emzirerek rahmin kendini daha çabuk toparlamasına da yardımcı olmuş olursunuz.

Kısacası bayanlar, emzirmek hem çok güzel hem de anne ve bebek için de çok çok faydalı. Neslinize vereceğiniz ilk ve aslında en önemli miras sütünüzdür..

Ve tabiki bebeğinizle aranızdaki bağ da emzirirken çok güçlenir. O’nunla göz göze geldiğinizde, göz iletişiminizi sakın bozmayın. O size bakarken O’na gülümseyin, O’na O’nu ne kadar çok sevdiğinizi söyleyin. Merak etmeyin, anlamıyor gibi gözükmesi ve size tepki vermemesi sizi anlamıyor anlamına gelmez. O sevildiğini de sevilmediğini de çok iyi biliyor!

Bebeğin ihtiyacına göre içindeki özellikleri her seferinde değişen ve bebeğinizi destekleyen bir sütünüz var. Rengi, tadı, içeriği; her şeyi bebeğinize göre şekillenen, tamamiyle bebeğinize “özel” bir sütünüz var. Lütfen emzirmeyi reddederek  O’nun bu hakkına girmeyin ve emzirin. O’nu bu çok ama çooook çok çok önemli bir gıdadan mahrum etmeyin. Bunu severek yapın, O’nunla konuşarak yapın, hem böylelikle mutlu bir bebeğe merhaba diyeceğinizi de görmüş olacaksınız 🙂

Ek olarak, ilk zamanlarda yediklerinize de dikkat etmelisiniz. Ben ne zaman kurubaklagillerden bir gıda tüketsem Güneş gaz sıkıntısı çekiyordu. İlk aylarda bebeklerin bağırsakları tam gelişmediği için gaz problemi yaşarlar. Kimisi kurubaklagillerin gaz yapmadığını söylese de, her yedikten sonra bu problemi yaşadık. İlk aylarda toplamda 3 kere kurubaklagiller tükettim, üçünde de gaz problemi yaşadık.. Hele ki bebeğiniz erkekse, minik prenslerin bağırsak gelişimi kızlara göre daha uzun sürdüğünden uzun süreli gaz ve kabızlık çekmeleri olası! Anne sütü ile O’na bu konuda da yardımcı olabilirsiniz. Hem ayrıca, kız ya da erkek farketmez; mama ile beslenen bebeklerde her zaman kabızlık da görülür.. Sabredin, emzirin. Zamanla O’nun da emeceğini ve sizin de sütünüzün çoğalacağını göreceksiniz. Çok önemli bir konu bu konu, O’na sunulan en büyük nimet… Zeka düzeyleri de mama ile beslenen bebeklere göre daha fazla oluyor!! Yılmayın hanımlar, hele de ilk hafta az gelirse yılmayın. Ortamala 2-4 gün içerisinde sütünüz gelecektir.

Yenidoğan’ın Göbek Bakımı:

Biz bütün yakın arkadaşlar birbirine yakın tarihlerde hamile kaldık 🙂 Herkesin doktoru bu konu hakkında farklı bilgi vermiş. Bizim doktorumuz, göbek bakımı için çok dikkatli bir şekilde temiz ve kuru tutulursa eğer, göbek bağı düşmeden de bebeği yıkayabileceğimizi söyledi. O yüzden göbeğinin düşmesini beklemeden Güneş’i hep yıkadık. 5. gün göbek bağımız düştü. Göbek bağı düşene kadar da temiz ve kuru tuttuk. Doktorun verdiği gazlı mendil ve alkolle günde iki kere göbeğini temizledim. Bebek bezinin göbeğinin üzerine gelmemesine özen gösterdim. Kesinlikle hiçbir şekilde idrar da bulaştırmadım. Siz de bu şekilde bakımını yaparsanız yıkanmasında hiçbir sorun olmayacaktır.

Yenidoğan’da Dışkı ve İdrar:

Bebekler doğumundan ilk 2 gün içinde dışkılarını yaparlar. İlk dışkısı anne karnındaki beslenmelerinden dolayı koyu renkte olur. Aynı zamanda da ilk kakaları inatçı olur, yapışkandır biraz 🙂 İlk dışkılamadan sonra artık dışkının rengi yeşil/sarı tonlarında olur. İlk zamanlarda günde ortalama 7 kere kaka yaparlar. Eğer mama ile besliyorsanız kabız olma olasılığı yüksektir. Anne sütünü sabırla emzirerek devam ettirmeniz bebeğin dışkılaması açısından da çok yararlı.

Yenidoğan’da alt değiştirme:

Bebeklerimizin hele ki ilk zamanlarda ciltleri hassas olduğu için sık sık altlarını değiştirmekte fayda var. Altını değiştireceğiniz alana ilk önce bebek bakım örtüsü sermelisiniz ki yatağınıza çiş ya da kaka bulaşmasın 🙂 Ben, Canbebe’nin Bebek Bakım Örtüsünü kullanıyorum. Popo temizliği için bilhassa da ilk zamanlarda kaynatılmış soğutulmuş su ve pamuk yardımıyla bebeğinizin poposunu temizleyiniz. Kız bebeklerinde önden arkaya doğru temizlik yapmalısınız. Popo iyice temizlendikten sonra da kurulamalısınız. Alkol ve paraben içeren ıslak mendilleri kesinlikle tercih etmeyin. Ben ilk 3 ay sadece pamuk ve su ile temizlik yaptım. 3 aydan sonra alkol ve paraben içermeyen ıslak mendilleri kullanmaya başladım. Yenidoğan için en uygun ıslak mendil de UniBaby‘nin yenidoğan ürünleri. Ayrıca poposunda gördüğüm her kızarıklıkta Bepanthol pişik kremi kullandım. 6. ayına kadar da hiç pişiğimiz olmadı, bir tek 6. ayda 4 gün kadar popomuz pişti 🙂 Pişiğin de en büyük tedavisi, yıkayıp temizledikten sonra popoyu havalandırmak. Bebeğinizi üşütmeden poposunu mümkün olduğunca havalandırırsanız ciddi derecede pişiği azaltmış olursunuz. Pudra da ciğerlerine toz taneleri kaçabileceği için çok zararlı, pudradan kaçınınız. 4 günlük pişiğimizde doktorumuz travogen mantar kremi verdi bize. Her altını değiştirdiğimde bu kremi sürüp poposunu biraz havalandırdım. İlaç hemencecik geçiriverdi. Aslında bu krem mantar kremiymiş. Bebeklerin altı karanlık ve nemli olduğu için, kaka ve çişinden dolayı da asidik olduğu için mantar oluyormuş. Bu kremi rahatlıkla tavsiye edebilirim fakat siz yine de bu konu hakkında doktorunuzdan da bilgi alınız.

Yenidoğan Eldiven Giydirme ve Tırnak Bakımı:

Güneş kış bebeği olduğu için 1 ay kadar eldiven giydirdik fakat yaz bebeği olsaydı eğer kesinlikle eldiven hiç kullanmazdım. Anne karnından itibaren bebeklerin bir iletişim yolu da dokunmaktır. Hem anneye hem de kendisine dokunmalı, kendisini de keşfedebilmelidir. İlk aylarda bebeklerin elleri ve ayakları biraz daha soğuk olur. Bu nedenle ellerinin ve ayaklarının soğuk olması sizi yanıltmasın. Bebeğin ısısını kontrol etmek istiyorsanız karın, sırt ve göğsünün sıcaklığına bakın. Bu arada göğüs deyince aklıma geldi, onu da paylaşayım; erkek bebeklerde olur mu bilmem ama kız bebeklerin göğsünde biraz süt birikir annenin hormonlarından dolayı. Sakın ha sakın milletin lafına bakarak bebeğinizin göğüslerini ovmayın! Bu çocuk için zararlıdır. Zamanla kendisi geçecekmiş. Doktorumuz bu konuda bizi uyarmıştı. Yine kız çocuklarında ilk zamanlarda idrar ile birlikte bir miktar kan da gelebilir ki bu da yine annenin hormonlarıyla alakalıdır. Endişe etmeyin bayanlar, ben ilk gördüğümde çok korkmuştum 🙂 Fakat normal bir durum… Tabi siz her bir bilgiyi ve değişikliği mutlaka ama mutlaka doktorunuzla paylaşınız.

Tekrar dönelim konumuza; bilhassa da emzirirken bebeğinizin elleriyle size temas etmesini sağlayınız. Bu da aranızdaki bağı kuvvetlendirecektir. Güneş’in elleri 1 ay kadar eldivende kaldığı için ben ilk 1 ay tırnaklarını kesmedim. Ellerini eldivenden çıkardığım zaman da O’na özel bir tırnak makasıyla dikkatlice tırnaklarını kestim. Doktorumuz tırnaklarını kestikten sonra yine O’na özel bir törpü ile tırnak kenarlarını törpülememizi söylemişti, çok keskin olduğu için yine de yüzünü çizebilir diye fakat ben cesaret edip de törpüleyememiştim, sadece kesmiştim 🙂 Bebeklerin tırnakları çok çabuk uzar, ortalama haftada 1 tırnaklarını keserim. 2. ayından sonra da her tırnaklarını kesişimde ellerinin temizliğine güvensem bile kendi şampuanıyla ellerini yıkarım çünkü 2. ayından sonra bebekler ellerini ağızlarına götürmeye başlarlar artık.. Tırnak makasını da sabunlar yıkar, kurutur ve ondan sonra da kaldırırım. Ellerini bu dönemde ağzına götürdüğünde “bu çocuk çabuk diş çıkaracak” diyenler olacaktır muhtemelen 🙂 Ellerini ağzına götürmesinin sebebi diş değil, tükürük bezlerinin çalışmasından dolayıdır.

Yenidoğan Banyosu:

Güneş’in bakımında tek başıma yapamadığım tek konu banyo 🙂 Çünkü bir kişi tutunca ancak kızı yıkayabiliyorum. Tek başıma cesaret edemiyorum, risk almaya gerek yok bence. Su sıcaklığının 36 derece olması yeterlidir. Banyo yapılacak yerin sıcaklığı da ortalama 24 derece olması gerekir. Güneş’i en başından beridir önce kafasından aşağısını yıkarız. Sonrasında da yüz üstü çevirip (bu esnada birisine ihtiyaç duyuyorum) kafasını sabunlarım. Kafasından aşağıya su dökerken de kulaklarını arkadan tutarız ki kulaklarına su gelmesin. Suyu da hiçbir zaman direkt yüzüne doğru dökmeyin. Kafasından aşağıya doğru, bebeğinizin yüzü yere dönükken dökün. Yoksa bebeğiniz hem sudan korkar hem de nefessiz kalır. Bebeği yıkarken su yutmamasına ve burnunun kapanmamasına dikkat edin. Mümkün olduğunca da çabuk yıkayın ki bebeğiniz üşümesin.

2. ayından itibaren de Güneş’i her banyosundan sonra havlusuna bir güzel sarar, üzerine bir tane de battaniye serer, o şekilde hem kurularım hem de emziririm. Bu emzirme seansımızın adı da keyif kahvesi 🙂 O keyif kahvesini içerken önce saçını kurular, sonra da kulaklarını da bez yardımıyla temizlerim. Bebeklerin kulakları çok kirlenir çünkü kulakları, biriken tozları dışarıya atar. O yüzden kulakları her kirlendiğinde ben sevinirim 🙂 Keyif kahvesini içirdikten sonra hemen yağlarım bebeğimi. Yağlarken de hem karnına hem de sırtına masaj yaparım. Bu, bebeği rahatlatır. Banyodan sonra da muhtemelen bebeğiniz rahat bir uyku çekecektir. Ayrıca, hemşiremizin tavsiyesine göre kış ayı bitene kadar göğsüne ince bir mendil koyarım hep. Çocuklar en çok göğüslerinden soğuk alarak hasta olurlarmış. Bunu önlemenin yolu da, göğsüne kıyafetlerine ek olarak bir mendil koymakmış.

Yenidoğan Bebeklerde Giyim:

Bebeklerin hassas cildi için her zaman pamuklu kıyafetler giydirmelisiniz. Bebeklerin kıyafetleri, sizin giydiğinizden bir kat daha fazla olmalı. Bilhassa da kız çocukları çok üşürmüş. O yüzden ben hiç ince giydirmem. Kış boyunca bir zıbın, bir kolsuz pamuklu badi, bir uzun kollu badi mutlaka giydirdim. Alt kısmına da 2 çorap, 2 de pijama giydirdim hep.

Yenidoğanlar en çok kafalarından üşürler. Onlar, bizim gibi üşüdükleri zaman titremedikleri için de üşüdüklerini anlayamayız. Bebeklerin vücudundaki en geniş yerleri kafaları olduğu için de kafalarından daha çok üşürler. Üşüdükleri zaman da kahverengi yağ dokuları hızla tükenirmiş ve Allah esirgesin ani bebek ölümü olurmuş. Bu sebeple bebeğinizin kafasına ilk aylarda mutlaka bere takmalısınız. Fakat arada bir de havalandırın ki kafalarında konak oluşmasın. Havasız kalan saç derisinde konak oluşabilir. Konak olursa da zeytinyağını sürüp tarakla taramalısınız. Bu sayede konak olan deri kalkacaktır. En iyi oda sıcaklığı da 23-25 derece arasındadır.

Yenidoğan Bebeğin Gözleri ve İşitmesi:

Bebişiniz ilk doğduğunda sadece anne memesini görebilecek mesafe kadarını algılayabilir. Zamanla görüş mesafesi artar. 1 aylık olduklarında önünden geçerseniz orada bir karartı olduğunu farkedebilir. İlk 1-2 ay boş boş bakması normaldir, keza 6 aya kadar şaşılık da görülebilir. Çünkü göz kaslarının oluşması 6 ay sürer. 6 ay sonra ilk göz muayenesi yapılmalıdır. Göz rengi ise bebek grisi dediğimiz renktedir, zamanla gerçek göz rengini alacaktır fakat kaç ayda belli olacağı bebeğe göre değişir.

Yenidoğanın işitmesini anlamaksa çok daha kolaydır. Güneş 1 günlükken işitme testi yapılmıştı ki bildiğim kadarıyla tüm hastanelerde de yapılıyor zaten. Elinizle alkışladığınızda gözlerini kırpıyorsa (bebeklerin doğal reflekslerinden biridir) sorun yok demektir. Ola ki alkışa cevap vermezse lütfen telaş yapmayın. Tıbbi ve muayene gereken her şeyi fikir olarak paylaşıyorum; asıl yardımcı olacak kişi ve doğruya yönlendirecek kişi yine doktorunuzdur. Bazı bebekler duyduğu halde alkışa tepki vermeyebilirlermiş.

Yenidoğan Bebeklerde Ağlama:

Anne babaları en çok telaşlandıran ve strese sokan konu sanıyorum bebeklerin ağlaması. Bu konuda biraz daha farklı yaklaşacağım size. Düşününki hiç bilmediğiniz bir yere geldiniz. Ama hiç bilmediğiniz! Farklı bir hayat. Her şey ve  herkes yabancı. Tanıdığınız tek şey sadece bir kişinin sesi, bir kişinin kokusu ve o kişinin anne karnındaki organlarının sesleri. Bu kişi evet, sizsiniz 🙂 Bebekler doğduğunda ilk 3 ay kendilerini annelerinin bir uzvu sanarlar. Bir birey olduklarını, annelerinden farklı olduklarını da 3 ay sonra anlarlar. Her şey ve herkes yabancı onlar için. Geldiğiniz ortamda sizin sesiniz vardı, bol gürültülü organ sesleri vardı (şşşşşşşttt sesine benzer), sadece sizin kokunuz vardı. Sizi istemesi ve ağlaması gayet normal değil mi? O’nu Dünya’ya alıştırmak için ve rahatlatmak için kucağınıza almalısınız. Her ağladığında O’na cevap vermelisiniz. Bebeklerin tek iletişim yolu ağlamaktır. O yüzden yok efendim kucağa alışmasın almayayım gibi lütfen böyle saçmalıklara girişmeyin! Sakın bilip bilmeyen herkesin sizi yönlendirdiği bu saçma metodları bebeğinizin üzerinde denemeyin. Hem bırakın kucağınıza alışsın! Her gün farklı bir gün ve o kadar hızlı büyüyorlar ki, kucağınızda kalsa ne olur, şunun şurası birkaç ay kucağınızda! Hem bunu işkence olarak değil, eğlence olarak görünüz. Ben, Güneş’i ilk 2 ay göğsümde yatırdım her gün! Her ağladığında kucağıma aldım. Her emzirdiğimde konuştum. Minicikken çıkardığı her sesi taklit ettim, göz göze geldiğimizde O’na hep gülümsedim, O’nunla konuştum. O’nu hiç yalnız bırakmadım, varlığımı hep hissettirdim ve sevgimi de! Peki sizce kucağa alıştı mı? Hayır! Her bebek için “kucağa alışmak” deyimi aynı mıdır bilmem fakat hiç de kucağa alışan bir bebek olmadı Güneş. Belki de şanslıydım bilmiyorum ama lütfen bebeklerinizi sizsiz bırakmayın. Onlar buraya yabancı. Size her anlamda ihtiyaçları var. Ayrıca, bebek ağlayınca anne cevap vermezse bebek “Ben ağladığımda benimle ilgilenmiyor, bana bakmıyor. O halde ben önemsiz biriyim!” diye düşünürmüş. Unutmayınki eğitim ve karakter anne karnında başlayıp yenidoğan dönemiyle devam eder. O yüzden unutur gider diye düşünmeyin, bu bebeğinizin düşüncelerine yerleşir. Yetişkin bir insan olduğunda da pasif, kendine güveni olmayan, ürkek bir birey yetişmiş olur!

Ayrıca, bebeklerin ağlamasının da bir dili olduğunu da biliyor muydunuz? 🙂 Evet, Yaradan ne güzel tasarlamış bizleri, değil mi? İhtiyaç ve isteklerine göre bebekler değişik seslerle ağlarlar. Bebeğinize kulak verirseniz, zamanla ne için ağladığını da anlayacaksınız 🙂

Altı temizlenmiş, uykusunu almış, çok soğuk ya da sıcak olmayan bir ortamda, karnı doymuş bir bebek ağlamaya devam ediyorsa bunun sebebi kolik olabilir. Böyle bir durumda yapmanız gerekenler arasında elektrik süpürgesi, saç kurutma makinesi gibi sesli aletleri (tabi bebeğinizden uzak tutarak çünkü tüm beyaz eşyalar aslında radyasyon yayıyormuş; bilhassa da kurutma makinesi, saç kurutma makinesi ve mikrodalga fırın.. ) çalıştırmak. Bebek, annenin iç organlarının sesine benzettiği için kendini daha güvende hissedip susar. İkinci bir öneri ise arabaya bindirmek. Yine arabadaki motor sesi ve sallanma, anne karnı hissiyatı verdiği için bebek yine rahatlayacaktır, ayrıca gazını da çıkaracaktır.

Her durumda ilk yapmanız gereken hamle ise, tabiki bebeğinizi kucağınıza almak.

Bıngıldak:

Biz anneleri korkutan başka bir konu da bıngıldak 🙂 Dokunmaya bile çekiniyoruz ama merak etmeyin, ellemekle bir şey olmaz. Bıngıldak yaz bebeklerinde daha çabuk kapanırken kış bebeklerinde daha geç kapanır ki bunun güneşle alakası vardır. Zaten o yüzden doktorlar D vitamini takviyesi yaptırır. Çok fazla bastırmadan, konak varsa konak temizliğini veya saç taramasını yapabilirsiniz. Ortalama 6-18 aya kadar açık kalacaktır. Doktorumuzun dediğine göre bıngıldağın bazen hareket  ettiği de görülebilirmiş.

Yenidoğan İçin Diğer Önemli Bilgiler:

  • Bebeğiniz yeni doğduğunda hırıltı duyacaksınız. Bu hırıltı sizi korkutmasın. Ben normal doğum yaptığım için Güneş 1 günlükken balgam şeklinde kusmuştu ve korkmuştuk. Doğum esnasında bebekler anne karnındaki suyu yutarlarmış. O yüzden de balgam şeklinde kusma olurmuş fakat sezeryan doğumlarda bu olur mu, bilmiyorum.
  • Yenidoğan bebeklerin ciltlerinde, bilhassa da göz çevrelerinde kızarıklık da gözükebilir. Zamanla geçecektir, merak etmeyin.
  • Anne karnında sıkışık olarak yaşayan bebek, dünyaya geldiği anda elini kolunu serbestçe oynatabildiği için tedirginlik yaşayabilir. Çünkü henüz alışmamıştır buraya. Bebeğinizi emzirmek için uyandırmada en yararlı takdiklerden biri de bebeğinizi soymaktır, göreceksiniz uyanacak 🙂 Fakat üşütmemeye dikkat edin ve kendini güvende hissetmeyeceği için ağlayacaktır da 🙂
  • Hele ki doğumu zor olan bir bebekse, bebeğiniz doğum travması yaşayabilir veya her bebek strese girebilir. Bu nedenle bebeğinizin ağlamasına izin verin. Eğer ağlamasına izin verirseniz, stresini atıp rahatlayacak, uykudan sonra da mutlu bir bebek olacaktır. Bu durum sadece yenidoğan bebek için değil, her bebek için geçerli. Eğer bebeğiniz ağlamasın diye O’nu emzirerek, aaa bak kuş varmış gibi dikkatini dağıtmaya çalışarak, herhangi bir şekilde ağlamasına engel olmak adına çalışıyorsanız, bebeğiniz için aslında iyi bir yol izlemiyorsunuz demektir.. Bilinçaltı ve ego dediğimiz olgular, daha önce de bahsettiğim gibi anne karnında başlar ve 7 yaşımıza kadar devam eder. Ego adına yapılan her şey, bizim çocukluğumuzu gösterir ki o yüzden “çocukluğumuza inilir” 🙂 Bebeğinizin stres ve üzüntülerinin içinde birikmesine izin vermeyin. Eğer hiç sebebi yok iken bebeğiniz ağlıyorsa, O’nu sakin bir ortamda kucağınıza alıp “ağlamana izin veriyorum” deyin ve sevginizi gösterin. Kaç aylık olursa olsun, bunu O’na söyleyin ve kucağınızda oturtup, O’nu severek ağlamasına müsade edin. Bu, gerçekten çok önemli.. Fakat şu ayrımla karıştırmamalısınız: Her ağladığında bebekler kucağa alınmalı ve bir ihtiyacı için ağladığında, daha fazla ağlamasına izin vermeden ihtiyacı giderilmelidir. Acıkmak gibi, altını pisletmek gibi, üşümek ya da sıcaklamak gibi..
  • Güneş doğduğundan beri ve hele ki ilk 2 ay sürekli gündüzleri göğsümde uyuduğu halde kucağa hiç alışmadı. Çünkü O’nunla hep konuştum, göz teması kurdum, her ağladığında kucağıma aldım  fakat yine söylüyorum; bu benim şansım mıydı bilmiyorum. Şansım olsun ya da olmasın, kucağa alışsın ya da alışmasın hiç farketmez; bebeğinizi kucağınıza almaktan çekinmeyin ki hem kendine hem de size olan güveni oluşsun. Kucağa alışacaksa da tasalanmayın; olsun olsun en fazla 5 – 6 ay kucağınızda olsun. O büyüdüğünde isteseniz de kucağınıza alamayacaksınız zaten, öyle değil mi? Bebeğinizin ve sevgisinin tadını çıkarın lütfen. Kendinize ve O’na müsade edin. Ben o kadar kucağımda olmasına rağmen ilk aylarını özlüyorum; “Keşke” diyecek cümlem olmamasına rağmen.
  • Hamileliğiniz ne kadar rahat, psikolojiniz ne kadar düzgün, eşinizle ve çevrenizle ilişkiniz ne kadar uyumlu ise bebeğiniz de o kadar sakin olacaktır. Daha önce de belirttiğim gibi, sizinle sıkıntısı olan her kim varsa hayatınızda, en azından hamileliğiniz boyunca bu tiplerden uzak durun. Bu zamana kadar yapmadıysanız şayet, bu sefer bebeğiniz için yapın. Ben ki bunu yaptıktan sonra “oh beee dünya varmış, neden katlanıyordumki sanki” deyip çok da rahatladığımı ve mutlu olduğumu biliyorum.

Yardımcı olabileceğim ya da sizin bana önereceğiniz bir konu veya detay varsa lütfen benimle paylaşınız.

Keyifle kalınız anneler,

Güneşli günler 😉

instagram.com/sulealkis

birannetavsiyesi@gmail.com

Yoruma kapalı.

MENÜ