kardeş kıskançlığı

5 Posts Anasayfa

Kardeş Kavgaları

Şu an hatırlamıyor olabilirsiniz fakat ikili ilişkilerinizi yönetirken, geçmiş zamanda kardeşinizle olan ilişkinizdeki etkiler ve izler, şimdiki ilişkilerinizi yönetmede bir etken. Yani ama iyi, ama kötü fakat etkisi büyük bir etken kardeş☺️ Dolayısıyla çocukluk döneminde ebeveyninle, kardeşinle ve çevrenle nasıl bağ kurduğun, seni ve seninle birlikte yaşayan herkesi etkiliyor. Kendimiz için bu noktada eksik isek tamamlamaya çalışmalıyız fakat şu an çocuklarımızın kavgalarını konuşalım: “Aynı babası”, “halasının huyu”, “sizi gebertirim bak, sesinizi duymiycam!”, “sen ablasın, kardeşini ağlatma”, “ sen de ona vursaydın o zaman” gibi yaklaşımlar sergilemek, çocukların duygusuna inememek, kriz anını yönetememek demek. O nedenle kardeş bir çeşit eğitim modelidir ve bu krizler fırsat anına çevirilirse empati, takım kurma, duyguyu yönetebilme, sosyal zeka ve duygusal zeka gelişimi yetenekleri de gelişir. Eleştirmeden doğru izahı yapmak, çocuğa kendi duygusunu anlatmak, duygularını dinletmek ve annenin tarafsız tutum sergilemesi çok önemli. Tabi bundan önce kendimizi regüle etmemiz lazım ? Kavga fiziksel şiddet olmayan ve aralarında tartışma olan…

Kardeşler Niçin Farklı Karakterde Olur?

İkisi de aynı ana babanın evladı fakat ikisi de birbirinden çok farklı. Sanki iki farklı kültür ya da ortamda, iki farklı aile ya da insanlarla büyümüşler gibi; bedenen benzeseler dahi, karakter olarak çok farklılar. İki kardeş arasındaki bu tür farklılıkları yaşamayan, onaylamayan sanırım yoktur. Kendim de dahil, çoğu anne aynı şeyi söylüyor. Bu farklılıkların neticesini kimisi genlere bağlarken, kimisi ise çevresel koşullara bağlıyor. Fakat durum şu ki: karakter farkını ne yalnızca gene, ne de yalnızca çevreye bağlı kılmak, sorunun doğru cevabı değildir. Kişiliğin gelişiminde önemli detaylar vardır. Bunlar çocuğun genleriyle ilgili olduğu kadar annenin hamilelik süreci, bebeğin bilhassa 0-1 yaş olmak üzere ilk altı yaş döneminde ne denli güvenli bağlanma gerçekleştirdiği (helikopter ebeveynlik yapmadan, ilginin bile dengeli olduğu), bilhassa bu dönemlerinde yeterince sevgi ve ilgi görüp görmediği, ayna nöronları, aile içi davranışlar, çevresel koşullar, travmalar, arkadaş çevresi; kısacası hepsi bir bütünsel olarak etkiler. Dahası; izlediği YouTube kanalları ve çizgi filmler…

Annem ve Babam Artık Kardeşimi Seviyor

Küçük kardeş Hira geldi; hayatımızın bütün dengeleri değişti 🙂 Ben daha yoğun, uykusuz, yemek yapma telaşlı, temizlik takıntılı, kimi zaman sinirli, yeni doğan bebeğimin gazı, emmesi, uykusu, banyosu, kırkı, yirmisi, dişi, ateşi, gelişimi, yemesi derken iyice uçmuşum zaten. Eşim dersen çok yoğun, kimi zaman eve bile gelemiyor. Ki zaten ve artık daha da çok çalışmak zorunda 🙂 Sohbet etmeyi bırak; birbirimizi göremiyoruz bile. Tek muhabbetimiz “alınacaklar listesi”, Hira’nın doktor kontrolü günleri, Güneş’in psikolojisi. Buna rağmen biz kendi dertlerimizi unutup, Güneş’in kardeş şokunun üzerine yoğunlaşmışız. Neden mi; çünkü kardeşini kıskanıyor, artık daha az sevileceğini düşünüyor, beni paylaşmak istemiyor, kaygılı, belki de travmalarda, içine kapanmış vaziyette, fevri, sürekli ağlayan, kardeşi ile baş başa kaldığımda kapılardan beni gözetleyen, büyümek istemeyen ağlayan isteyen bir çocuğa dönüştü… Çocuğa bir şeyler oldu ayol, sinirlerim tepemde, gerilmişim iyice! Ne yapsam da ulaşsam ona, ne zaman açacak alıcılarını, ne zaman konfor alanına geri dönecek bu çocuk? Kimi psikologlar…

Kardeşimi Kıskanıyorum

-Anne Hira’yı bir çöp poşetine koysak, ne iyi olur aslında ?? -Neden? – Yine tek çocuğun ben olurdum, biliyorsun! -??? Güneş Hira’yı kıskandığını söylediğinde nasıl yaklaşıyorum❓ Dünkü “Güneş’in kardeşini çöpe atma dileği” muhabbetinden sonra, benim olaya nasıl yaklaştığımı soran arkadaşlarım olmuş. İlk olarak yaptığım şey sözel mesajdan önce, bedensel mesaj ve yaklaşımım oluyor: Gözünün içine bakarak (ki bu benim için her zaman ve herkes için geçerlidir), göz hizasında, mutlaka dokunarak, yumuşak ses tonuyla, samimi olarak – “Sanırım Hira’yı biraz kıskanıyorsun” – “Hıhı..” – “Biliyor musun ben de küçükken kardeşimi kıskanıyordum çünkü annem artık beni daha az seviyor sanıyordum. Ama sonra fark ettim ki hem annem hem de diğerleri beni hala çok seviyormuş. Kardeşim olduktan sonra kimse beni daha az sevmemiş. Ve biliyor musun; sen benim için çok özelsin. Ben Hira’yı da çok seviyorum, seni de çok seviyorum. Her zaman da bu böyle olacak, bana güven!” – ??? – Hem düşünsene,…

Kardeş Kıskançlığı

Kıskançlık duygusu, insanın yaradılışında olan bir duygudur. Hele bir de küçük bir çocuksanız, tüm ilgi bu zamana kadar sadece sizin üzerinizdeyken tahtınıza ortak başka bir bebek geliyorsa, çocuğun kardeşini kıskanması kaçınılmaz bir durumdur. Bu, çocuk belli etsin ya da etmesin mutlaka yaşadığı bir duygudur ve bence çocuk kıskanmakta haklıdır da!Kardeşi olduktan sonra çocukların kıskanmalarını anlayabilmek, onlara bu duyguyla başa çıkabilmelerine yardımcı olabilmekse biz ebeveynlerin görevidir. Çocuğun kardeşini kıskanması kusur ya da hata değil, insanın doğası gereği yaşadığı bir duygudur.  Önemli olan; çocuğa yardımcı olabilme bilinciyle yaklaşarak, ona olan ilginin azalmadığını ve kardeşinin ona rakip gelmediğini hissettirmek ve yaptığı hırçınlık ya da inatlaşmaların karşısında sakin kalmayı becerebilmektir. Çocuğun, bu kadar yoğun bir duygu durumuyla tek başına baş edebilmesini beklemekse, ona yaşından çok daha fazla olgunluk yüklemek ve beklemek olur. Sonuçta kıskançlık bir “duygu”dur ve çocuk bu duyguyu “kaybetme korkusu” yaşadığı için sergiler. Annesinin kendisine karşı ilgisinin azalmadığını gördükçe de ikna olur ve zamanla bu duygu…

MENÜ