Lohusalık dönemimde, insanların yanlış yorum yapmalarına en çok kızdığım konulardan biri olmuştur; “bebeğini bu kadar sık kucağına alma, sonra kucağa alışır.” “bak sonra baş edemezsin.” “öyle her ağladığında kucağa mı alınırmış, ağlar ağlar susar, şimdiden bu kadar alıştırma.” Bebekler sadece acıktıklarında, canları yandığında, gazları varken ya da altları ıslakken ağlamazlar. Bazen sırf stres atmak için (anne karnında eğer yoğun strese maruz kalmışsa) ya da yeni doğduğu için kendini güvende hissetmek istiyorsa, annesi kucağına alsın diye de ağlayabilir. Yani, tamamiyle yabancı olduğu, onun için yeni bir boyut olan dünyaya alışabilmesi için tek bir kişinin yardımına ve sıcaklığına ihtiyacı var; o da annesi. Anne de, “kucağa alışmasın” kafasıyla bebeğini kendinden uzak tutarsa, o zaman çocukta özgüven eksikliği, güven eksikliği, kopuk iletişim ve sevgi boşluğu oluşma ihtimali olabilir. Anlayacağınız; uyku ve beslenme bir bebek için ne kadar önemliyse, çocuğun kişiliğinin gelişmesi açısından kucağa alınması da o kadar önemli bir konu. Bu konuyu anne babayla…