Bu videoyu hatırlıyor musunuz? ↓↓↓↓ https://www.instagram.com/p/Bovv5j4gjAQ/ Bir de şu videoyu izleyin:↓↓↓↓ https://www.instagram.com/p/BoyTbIYAOWU/ Bir de şu muhabbetimiz var Güneş’le bağırmak ve kızmak üzerine: ↓↓↓↓ https://www.instagram.com/p/BpYr0BSnvl_/ Ve son olarak da bu: ↓↓↓↓ https://www.instagram.com/p/BsAi86MHvFv/ Gördüğünüz üzere, “bağırma canavarı” benim içimde de yaşıyor. Kendi yanlışlarımı da bir kez daha huzurlarınıza sunduğuma göre, sonrasında neler yaptığıma, nasıl telafi ettiğime, nasıl yol izlediğime ve bu konuyla ilgili neler öğrendiğime dair SWOT analizimize geçebiliriz 🙂 Öncelikle kişisel düşüncemi belirtmek isterim: Çocuğuyla vakit geçiren hiç kimse yoktur ki bence bağırmasın. Burada “bağırmak” derken asıl ifade etmek istediğim şey yalnızca sesinin yükselmesi değil; ebeveynin ses tonunu ayarlayamaması, öfkeyle karşılık vermesi, kendini regüle edememesi, mimik ve beden dili ile de kontrollü yaklaşamaması ve kriz anına her daim huzurla yanıt verebilmesi. Bu hep, gizleniyor bana göre. Ki bunun daha ergenlik dönemi de var 🙂 Gizlendikçe ve kişi çözüm bulabilmek yerine kendini suçlayıp, bir de üzerine herkesin “çocuklarıyla uyum içinde olduğunu görmesiyle”…