İkisi de aynı ana babanın evladı fakat ikisi de birbirinden çok farklı. Sanki iki farklı kültür ya da ortamda, iki farklı aile ya da insanlarla büyümüşler gibi; bedenen benzeseler dahi, karakter olarak çok farklılar. İki kardeş arasındaki bu tür farklılıkları yaşamayan, onaylamayan sanırım yoktur. Kendim de dahil, çoğu anne aynı şeyi söylüyor. Bu farklılıkların neticesini kimisi genlere bağlarken, kimisi ise çevresel koşullara bağlıyor. Fakat durum şu ki: karakter farkını ne yalnızca gene, ne de yalnızca çevreye bağlı kılmak, sorunun doğru cevabı değildir. Kişiliğin gelişiminde önemli detaylar vardır. Bunlar çocuğun genleriyle ilgili olduğu kadar annenin hamilelik süreci, bebeğin bilhassa 0-1 yaş olmak üzere ilk altı yaş döneminde ne denli güvenli bağlanma gerçekleştirdiği (helikopter ebeveynlik yapmadan, ilginin bile dengeli olduğu), bilhassa bu dönemlerinde yeterince sevgi ve ilgi görüp görmediği, ayna nöronları, aile içi davranışlar, çevresel koşullar, travmalar, arkadaş çevresi; kısacası hepsi bir bütünsel olarak etkiler. Dahası; izlediği YouTube kanalları ve çizgi filmler…
Çocuklarda ve Yetişkinlerde Stres Yönetimi
Çocuk ya da yetişkin; her bireyin hayatında olan ruhsal bir gerilimdir stres. Onu seven ya da kabullenen, isteyen ya da varlığına tahammül eden, onunla başa çıkabilen kaç kişidir bilmem ama strese biraz da güzel tarafından, bize kattıkları tarafından bakalım istedim. Ve elbette onu yönetebilmeyi… O halde ilk bahsedeceğimiz kişi şüphesiz ki Abraham Twerski olacak. Abraham Twerski 1930’larda yaşamış, madde bağımlılığı ve özgüven, stres gibi konularda uzmanlaşmış, çok sayıda kitabı olan bir psikiyatrist. Stresle ilgili şöyle bir konuşması var: Stres ve stresi nasıl görmemiz gerektiği hakkında size söylemek istediğim bir şey var. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum çünkü pek çok insanın derslerimden hatırladıkları bir şeyin de bu olduğunu söylüyorlar. Bir dişçinin ofisine gönderilmiştim ve “Istakozlar nasıl büyür? isimli bir makaleye göz gezdiriyordum. Istakozların nasıl büyüdüğünden bana ne ama ilgimi çekmişti. Makale, ıstakozun sert bir kabuk içinde yaşayan narin, yumuşak bir hayvan olduğunu söylüyordu. Bu sert kabuk genişlemiyor. Peki, ıstakoz nasıl büyüyebiliyor? Istakoz…
Beni Dinlemene İhtiyacım Var Anne
Öncelikle bu videoyu lütfen izleyin. İzledikten sonra da tekrar konuşalım: Anne Kız Sohbeti Daha önce de amigdalamızdan bahsetmiştim: Nörolojik gelişim ve zeka gelişimi açısından genlerin etkisi büyük, hatta %70 imiş fakat çevresel faktörler de beyin gelişimi için önemli bir etken. O yüzden, biyolojik faktörlerin yanı sıra çevresel dış faktörlerin de beyin gelişimi üzerine katkısı vardır ve dış faktörler de gelişimi etkilemektedir. Beynin amigdala bölümü, erken çocukluk dönemindeki anıları bilinçaltında saklamaktadır. Bu dönem hatırlanmaz fakat bilinçaltında muhafaza edilir. Hatta o dönemde dil gelişimi henüz tamamlanmadığı için bu duruma neden olduğu düşünülür. O açıdan, 0-2 yaş dönemi gelişim açısından büyük önem taşır. Korku, öfke, kaygı gibi durumlarda da amigdalanın etkisi vardır. O yüzden yetişkinlik dönemimizde bir sorun yaşıyorsak “çocukluğuna inmeliyiz” denilir 🙂 Bu durumu düşündüğüm zamanlarda anlıyorum ki; hayatımızda seçimlerimiz, öfkelerimiz, takıntılarımız, kaygılarımız, kızgınlıklarımız olduğunda karakterimizin yanı sıra çocukluk dönemindeki yaşanılanlar (ama hatırlanılmayanlar) da önemli bir faktördür. Bunu söylerken “ebeveynimizi suçlayalım” görüşünde…
Adem Güneş Şiiri
Kendi kimliğine saygısı olan her bir anne… Erkek çocuğuna saygın bir kişilik kazandırmak istiyorsa, Ona öğretmelidir ki… Kadın ne eştir… Ne anne… Kadın insandır önce… Sonra birey… Ve yarımdır erkek… Bir kadının sevgisini kazanamamışsa yüreği… Ve nefret ettirmişse bir kadını kendinden… Kayıtlı değildir ismi… Ne evlat, ne eş, ne baba, de sevgili listesinde… Sevgili Adem Güneş’e, bu anlamlı şiiri benimle paylaştığı için sonsuz teşekkür ederim.
Anne Olan Herkes İçin Yazdım
Geçen gün es kaza bir kadınlar gününe gittim. Mis gibi kısırlar, börekler, çerkez tavukları, patates salataları bir bir tabaklara konuldu. Altın bilezikli, sarma zincirli, koca koca yüzüklü, saçları taranmış, yanaklar allıklı, çoğu şeker mi şeker bir sürü teyzenin arasındaydım. Kokoştu bu teyzeler, bayağı da eğlenmedim değil aslında. Hiç bana göre değil, evet ama misafir bulunmak, tabaklardaki ikramları afiyetle yemek oldukça da zevkliydi 🙂 Günün sonunda çeyrekler ev sahibine bırakıldı, evden getirilen her bir terlik, kokoş çantalara geri koyuldu ve herkes evine gitti sonra. Benim hikayemse, kimse evine gitmeden önce başlıyor. Tam da patates salatasını yerken… Torunu ile güne gelen bir teyze daha vardı. Torun oğlan bizim Hira’dan 1,5 yaş daha büyük. Çocuk bunlar, durur mu? Hele de iki tanesi yan yana gelirse… Bizim yaramaz oğlan başladı Hira’ya vurmaya. Hiç öyle takıntılarım yoktur. Çocuğumu korurum ama diğer çocuğu da dışlamam. Annesini babasını tanımasam bile, diğeri de benim sonuçta, çünkü çocuk o sonuçta.…
Anne Çocuk İlişkisi
Çocuk gelişimi ve eğitimi, benim için ciddi bir konu ve bu alanda mümkün olduğunca doğru kaynaklar bulmaya, araştırmaya, uygulamaya önem veririm. İlk gebeliğimden bu yana da, çocuk gelişimi ve psikolojisi üzerine mümkün olabildiğince dinamik kalmaya özen gösteriyorum çünkü çocuk demek, bana göre sadece evlat ya da sadece anne olmak demek değil; çocuk demek aynı zamanda toplumu oluşturan, eğitimi, ahlakı, vicdanı, kültürü, bilgisi, farkındalığı, sağlığı, yetenekleri, zekası, kişiliği ile geleceği oluşturan, barışçıl, sevgi dolu, empati kurabilen, başarılı, özverili, saygılı, anlayışlı ve iletişim kurmasını bilen bir toplumun yetişmesindeki çekirdek demek. “Öyle seviyorum ki”, “anne olunca anladım”, “aşk neymiş, seninle öğrendim”, “ben doğurdum, benim!” gibi cümleler kurup da bireyi bazen kendi malımmış gibi sahiplenmek, bazen de kendi yapamadıklarımı çocuğuma yaptırıp da kendi eksikliklerimi onda tamamlamaya çalışmak yerine, ona iyi bir rehber olabilmek, çocuğun yeteneklerini keşfedebilmek, zeka türünü anlayabilmek, gerek zekasal gerek bedensel gerekse de duygusal ihtiyaçlarını karşılayabilmek, aşkın sevginin ve hissettiklerimin yanı sıra elimden…
Zeka Türleri
Aslında zekaya dair birçoğumuzun genel bakışı: “Matematikte başarılı isen zekisindir.”Peki gerçekten de zeka demek, sadece matematiksel işlemlerde mi başarılı olmak demek? Zeka doğuştan mı olur, sonradan geliştirilebilir mi? Matematikte başarılı olamamak demek, zekanın yeterli olmadığını mı gösterir?Matematik dışındaki başka bir alanda başarılı olmak da zekanın bir göstergesi değil midir?Biz, ne kadar zekiyiz? Çocuğum ne kadar zeki? Bu soruların yanıtı; Howard Gardner’in Çoklu Zeka Kuramında. Howard Gardner, Harvard Üniversitesi’nde çalışmalarına devam eden ve “çoklu zeka kuramı” nı ortaya atan bir bilim adamıdır. Gardner’e göre zeka;Çok yönlüdür, tanımlanabilir, ölçülebilir, geliştirilebilir.Her insanda farklı süreçlerde oluşur ve dinamiktir. Her insanda farklı türde zeka gelişimi vardır.Tüm bilimsel çalışmalar çoklu zeka kuramını destekler ve kabul eder.Zeka, kişiye özgü bir durumdur.Kişisel özellikler, inançlar, yargılar, çevre ve kültürel farklar gibi etkenler de zeka gelişiminde etkilidir.Zeka algı, dikkat, problem çözme, hafıza, gibi birçok etken ışığında farklı süreçlerden meydana gelir.Zeka Türleri ve Özellikleri Nelerdir?Sosyal ZekaGörsel – Mekansal ZekaSözel – Dilsel ZekaMüziksel – Ritmik ZekaMantıksal…
Adım Adım Büyüyorum
Çocukların 0-6 yaş dönemindeki gelişim süreçleri, tüm hayatını etkileyecek kadar önemlidir ve anne babalar için de aynı derecede sorumluluk gerektiren bir evredir. Çocuğun zihinsel, dil, motor, duygusal /sosyal gelişiminin temelleri bu yaş döneminde atılır. Kişiliğinin oluşmaya başlamasının yanısıra yetenekleri, kendini ifade gücü, hayal gücü, beyin gelişimi gibi çok önemli kriterlerin bu yaş aralıklarında temelleri atılır. Çocuğun gelişimi için tabiki O’na yapacağınız en büyük yardım sevgi ile başlar ki bunu hepimiz biliyoruz 🙂 Sonrasında da güçlü bir iletişim kurmayı başarmak, onların gelişimi açısından hiç şüphesizki çok önemli ikinci faktör. Emin olunki bunları tam olarak verebildiğimizde çocuğun ileriki yaşlarda hata ya da sizden gizli işler yapma olasılığı da sıfıra yakın olacaktır. Bu noktaya kadar sanıyorumki hemfikiriz. Peki bundan sonrası için kimlerden yardım alınabilir, hangi uzmanlarla görüşüp bebeğimin her anlamda gelişimi açısından faydalı olabilirim diye düşünürken karşıma çıkan Adım Adım’la tanıştırmak istiyorum sizi. Adım Adım, bebeğinizin 9-48 ay arasındaki tüm zihinsel, dil, motor,…
Ev Kazalarını Önlemek İçin Alınacak Tedbirler
Güneş artık 15 aylık bir bebek ve geçen hafta yürümeye başladı. Aslında çocukların yürümeye başlama dönemleri 18. aya kadar normal kabul edilirken, ikiz kardeşimin Güneş’in yürümesi konusunda endişelendiğini söylemesiyle birlikte ben de haliyle yürüme konusunda tedirgin olmaya başlamıştım artık 🙂 O yüzden, yürümeye başladığındaki sevincim olağanüstüydü. Tedirginliğimin her ne kadar yersiz olduğunu bilsem de, konu çocuğu olduğu zaman anneler malesefki hemen evhamlı olabiliyorlar. Güneş’in yürümeye başlamasıyla birlikte, ev kazalarını önlemek ve çocuğun güvenliğini sağlayabilmek açısından, evdeki eşyalarda ve dekoratif ürünlerde de köklü değişikliklerimiz oldu. Her ne kadar birçok anne, evdeki hiçbir eşyanın yerinin değiştirilmeyeceğini, dekoratif ürünlerin kaldırılmayacağını söylese de Güneş’in güvenliği açısından salondaki sehpayı ve dekoratif tüm ürünleri ortadan tamamiyle kaldırmayı tercih ettim ben. Çünkü, Güneş ve bu yaş dönemindeki çocuklar her ne kadar söylediğinizi anlasa da, konu uygulamaya geldiği zaman malesefki istedikleri gibi davranıyorlar. Buradan da çıkarılacak en net ve sağlıklı sonuç; bu yaş dönemdeki çocuklara güvenliğin asla öğretilemeyeceği.…