anne çocuk iletişimi

3 Posts Anasayfa

Çocuklarda Konuşma ve Dil Gelişimi

Çok da severek takip ettiğim pedagog Adem Güneş, çocuklar için en zor şeylerden birinin de konuşmak olduğunu söyler. Bunu yapabilmek için çocuğun bol bol taklit etmeyi seçtiğini söyler. Her çocuk da farklı olduğu için, konuşmayı erken ya da geç sökmek bildiğim ve araştırdığım kadarıyla çocuğun kendisine özel bir durumdur. Yani çocukların farklı farklı gelişim göstermesi, konuşmayı sökebilme konusunda da geçerlidir. Bunun da farkında olarak, fakat kendi adıma da neler yapabilirim, çocuğumun konuşmasını nasıl ilerletebilirim, ona nasıl destek olabilirim diye hamileliğimin ilk günlerinden beridir bu konuyu da detaylıca araştırmıştım. Hamile olduğumu öğrendiğimden bu yana Güneş’le her zaman iletişim halindeydim. Ona karnımdayken ninni söylemeye, onunla konuşmaya, müzik dinletmeye başlamıştım. Doğduğunda da, yenidoğan bir bebekken bile sürekli onunla konuşuyordum. Henüz anlamayacağını elbette biliyordum ama iletişimimizin sürekli olması adına ne yapacak olsam ona daha yenidoğanken anlatmaya başlamıştım. Mesela “tatlım ben şimdi lavaboya gidiyorum”,”masanın üstünü sileceğim şimdi” gibi. Konuşma yoluyla olan iletişimimizin yanı sıra tensel iletişimimizi de yenidoğan döneminden itibaren…

Evde Etkinlik Buzdolabı Magneti

Güneş 2,5 yaşında iken yaptığımız bir aktiviteydi bu çalışma. Bu yaş döneminde motor gelişimini desteklemek, oyun esnasında yeteneklerini de keşfetmek adına gözlemlemek ve problem çözme, odaklanabilme, iletişimini güçlendirme, parmak becerilerini artırma, hayal gücünü kullanabilme, reflekslerini geliştirebilme, kendini rahat ifade edebilme, yeterlilik hissi, anne kız arasındaki güvenli bağı artırabilme, kendine güveni aşılama gibi nedenleri hedefleyerek basit ama etkili oyunlar oynamaya özen gösteriyorum.Bu etkinlikler genellikle sık sık kitap okuma, birlikte saklambaç oynama, kuru fasulyeleri bir kaseden diğerine boşaltma, çorapların eşini bulma, birlikte şarkılar söyleme, kendimize ait şarkılar yazma, birlikte resim çizme, parmak boyası ile çalışma, sulu boya çalışması, lego oynama, nesne bulmaca, kutucukların içine saklanan bir nesnenin hangi kutucuğun içinde olduğunu tahmin ettirme ve göz takibi yeteneğini hızlandırma (bu da çok önemli bir oyun bence çocuk gelişimi için), oyun hamuru, birlikte evcilik, kırtasiye malzemeleri ile kendi oyuncağımızı kendimiz yapma, pet şişelerden kuklalar yapma, geri geri adım atıp birden “dur” komutu ile refleks…

Çocuğa Karşı Kararlı Olmak mı Yoksa Otoriter Olmak mı?

Robert J. Mackenzie’nin yazdığı Çocuğunuza Sınır Koyma kitabı, bilhassa 2 yaş dönemi sendromumuz olmak üzere, genel olarak çocuğumla iletişimimin temelini oluşturduğunu söyleyebilirim. Çocukla kurallar üzerinde konuşurken ya da kendimi ifade ederken hangi yolu izleyeceğimi, ses tonunun önemini, hangi durumlarda ne gibi seçeneklerle yaklaşacağımı, koyulan bir kurala uyulmaması veya söz dinlememesi durumunda nasıl davranmam gerektiğine dair yaklaşımları bu kitap sayesinde pekiştirdim. Buna ek olarak da göz göze hizayla konuşmayı, mutlaka çocuğuma dokunmayı ve sevgimi dile getirmeyi de “kararlı” bir şekilde ekleyince, aramızdaki iletişim daha sağlıklı ve sancılı zamanlarımız da çok çok az oldu. Fakat nedir bu kararlı olmak? Bazı annelerimiz kararlı davranıyorum dediğimde, kastettiğim şeyin otoriterlik olduğunu sanıyorlar. “Ben de çocuğuma kararlı davranıyorum, burada yatacaksın ve kalkmayacaksın diyorum ama çocuk ağlamaya devam ediyor ve bir türlü sakinleşmiyor” gibi yorumlar geliyor. Kararlı olmak demek, ‘çocuğa bir konu hakkında “hayır” dediyseniz ya da bir konu hakkında belli bir yol izlediyseniz, ne olursa olsun ne bu izlediğiniz…

MENÜ