Çocuk gelişimi ve eğitimi, benim için ciddi bir konu ve bu alanda mümkün olduğunca doğru kaynaklar bulmaya, araştırmaya, uygulamaya önem veririm. İlk gebeliğimden bu yana da, çocuk gelişimi ve psikolojisi üzerine mümkün olabildiğince dinamik kalmaya özen gösteriyorum çünkü çocuk demek, bana göre sadece evlat ya da sadece anne olmak demek değil; çocuk demek aynı zamanda toplumu oluşturan, eğitimi, ahlakı, vicdanı, kültürü, bilgisi, farkındalığı, sağlığı, yetenekleri, zekası, kişiliği ile geleceği oluşturan, barışçıl, sevgi dolu, empati kurabilen, başarılı, özverili, saygılı, anlayışlı ve iletişim kurmasını bilen bir toplumun yetişmesindeki çekirdek demek. “Öyle seviyorum ki”, “anne olunca anladım”, “aşk neymiş, seninle öğrendim”, “ben doğurdum, benim!” gibi cümleler kurup da bireyi bazen kendi malımmış gibi sahiplenmek, bazen de kendi yapamadıklarımı çocuğuma yaptırıp da kendi eksikliklerimi onda tamamlamaya çalışmak yerine, ona iyi bir rehber olabilmek, çocuğun yeteneklerini keşfedebilmek, zeka türünü anlayabilmek, gerek zekasal gerek bedensel gerekse de duygusal ihtiyaçlarını karşılayabilmek, aşkın sevginin ve hissettiklerimin yanı sıra elimden…
Bağırsak 2. Beyin
Son zamanlarda öyle bir aydınlandım ki “bağırsaklarımız” konusunda; ressmen dünyaya, hayata, yaşama, düşüncelerimize, hobilerimize, fobilerimize, kararlarımıza, kilolu olup olmamamıza; her şeye karşı bakış açım değişti… Meğer beynimizle değil, bağırsağımızla düşünüyormuşuz, biliyor musunuz? Yukarıda bahsettiğim tüm bu döngüleri sağlayan faktörler psikolojimiz, yaşadıklarımız, beynimiz ve sağlığımızın yanı sıra bağırsaklarımızın da etkisiyle şekilleniyormuş meğer. O yüzden de ne yediğimiz, ne içtiğimiz, kendi doğum şeklimizin nasıl olduğu, temizlikle alakamız; her şeyin kaderin çizgisinde rolü varmış :)Bağırsağının Farkında mısın?Nusret Kaya omurilik ve bağırsağın öneminden zaten sıklıkla bahsediyordu. Konunun psikolojik ve felsefik tarafını sayesinde yeterince sindirdim ve anlamıştım. Şimdi de, Giulia Enders’ın yazdığı Büyüleyici Bağırsak kitabı ile bağırsakların tıp açısından da ne kadar farklı bir yerde olduğunu, aslında düşüncelerimizin bile bağırsaklarımızla şekillendiğini öğrendim. Giulia Enders, tıp okuyan 90 doğumlu bir Alman. Kitabı ele alışı, anlatışı, mizahı o kadar sürükleyici ve hayretler içerisinde bırakıcı ki, sanırım temizlik takıntılarımdan kurtulmamı sağlayan, beynimi ikna eden en büyük etken de bu kitap oldu.…
Parmak Kukla Oyunu
Kuklalar çocukların hayal gücü yeteneklerini ve ellerini daha iyi kullanabilecekleri, çocuklarla iletişim esnasında problemlerinin de çözülmesini sağlayabilecek çok faydalı bir oyun aracıdır. Parmağınıza çizerek, parmağınıza takarak ya da kağıda çizip çubukla oynatarak çeşitli kuklalar yapabilirsiniz. Bunun üzerine bir de kendiniz oluşturduğunuzda kuklaları, hem evde renkli bir aktivite yapmış olur hem de siz de çocuğunuzla birlikte eğlenirsiniz. Biz bu seferki kuklamızı, parmak kukla olarak yaptık. Yapımı çok kolay ve oynaması da çok zevkli oldu. Malzemeler;Eski, kullanmadığınız kıyafetler ya da kumaş parçaları,İğne, iplik, makas,Kırtasiyeden alabileceğiniz göz, kulak, burun, ağız şekilleri,Kırtasiyeden alabileceğiniz bükülebilir çubuklar,Yapıştırıcı İlk yapmanız gereken, bir kalem yardımıyla kumaşınıza yüz hattı çizmek. Daha sonrasında da çizdiğiniz yerden parçayı kesmek. Tabii kafasının hem arkası hem de yüzü olacağını için şekilden iki tane kesmelisiniz, unutmayın. Kumaş parçasını kestikten sonra iğne iplik yardımıyla dikin. Yüzümüz oluştuktan sonra kırtasiyeden aldığımız gözler, burun ve ağızları yapıştırıcı yardımıyla yapıştırın. Daha sonrasında da bükülebilir çubuklarla saç şeklini oluşturup, aynı şekilde…
Çocuğa Büyüdüğünü Hissettirmek
Çocuğumla ilişkimde sürekli olarak 4 şeyin üzerinde duruyorum; koşulsuz sevgi, iletişim, dokunma ve saygı. “Ne olursa olsun hep seni seveceğimi ve yanında olacağımı bil, bana güven” mesajını gerek günlük hayatımda yaşadıklarımızdan, gerekse de iletişim yolu ile Güneş’e sürekli yansıtırım. Koşulsuz sevip de şımartmanın önüne geçmek içinse, bir konuda “hayır”ım varsa, ona net ve kararlı bir tavırla da iletirim. Bunu da saygıyla, yumuşak ve kararlı bir ses tonuyla ve göz göze hizayla ona iletirim. Hissetiğim her şeyi ona söyleyip ve onun da ne hissettiğini anladığımı, kendisine hak verdiğimi de dile getirerek elbette. Böylece güven, sevgi, iletişim ve çocuğa saygının eksik olmadığı çerçevede zamanla onun da sağlıklı bir ruh haliyle büyüdüğünü görmek de beni motive eder. Konuşabilen tek varlık insan olduğuna göre ve doğuştan sevgi ve kabul görme duygularını içimizde barındırdığımıza göre, bireyin doğduğundan beri bu dörtlü duygu ile beslenmesi, bebekken bile kişinin hakkı, bu hakkı kendisine verilmediğinde de dolayısıyla kişiye haksızlıktır bana göre.…
Çocuk ve Televizyon
Çocuk gelişiminde televizyon etkeninin çocukları olumsuz yönde etkilediği bilinen bir gerçek elbette. Özellikle de 0-3 yaş dönemindeki çocukları televizyon karşısında sürekli bırakmak, yeterince ilgilenmemek, televizyona bakıcı görevi üstlendirmek gibi yapılan hatalar çocuklarda ilgisizliğe, anne ve diğer çevresi ile bağının kopmasına, en verimli öğrenme çağının eğitimsiz ve ilgisiz geçmesine ve otizme süreklemesine bile neden olabileceğini uzmanlar bu konu üzerinde sık sık durarak ifade ediyorlar zaten. Bu sebeple televizyonu çok az izlettirmek gerektiğini, izleteceğimiz zamanda da bebeğimizin kucağımızda olmasını gerektiğini, dış dünyayla bağının kopmasını bu şekilde önleyebileceğimizi söylüyorlar.Güneş’le televizyon izleme konusuna değinmeden önce, onunla nasıl etkili iletişim yolu izlediğimize de değinmek istiyorum ki hangi doğrultuda neden ve ne kadar televizyon seyrettiğimizi daha iyi ifade edebilmek için.Güneş 4 aylıkken ilk defa “baba”, 6. ayının içindeyken ilk defa bir köpek görünce “hov” demişti. Hayvanların çıkardığı sesleri (hindi, maymun, eşek, inek, kuzu, tavuk, horoz, kelebek, balık, kuş, kedi, köpek, kaplan, aslan, ayı, arı, sinek, yılan…
Çocuklarda Yemiycem Tribi!
Daha Güneş doğmadan “yıllık büyütme planı” mı hazırlamıştım ben oysaki! Organik gıdalar tüketecek, asla mama yemeyecek, anne sütünü 2 yaşa kadar alacak, ilk 3 yıl boyunca çikolatanın tadını bile bilmeyecek gibi. Peki bizim kız, anasının kuralcı yaklaşımlarına uydu mu dersiniz? Hayır tabiki! Anne sütü dışındaki her şey yalan oldu.. Neler denedim, neler yaptım ama yemedi mi yemiyor işte.. Bir bakıma çocuğa da kızamıyorum aslında. Çünkü bizim yememe problemimizin başını “kaşıktan tiksinme” olayı çekiyor. İlk 7 ay boyunca kilosu normalin üzerinde giden, kolları bacakları tekerlek gibi yumak yumak olmuş kıvırcık kafa bebeye meyve, sebze dışında artık kıymalı yiyecekler bile verebiliyordum. O zamanlar bırakın yemeği reddetmeyi, daha ağzındaki yemek bitmeden, kaşığı tabaktan almaya fırsat vermeden ikinci lokmayı bile istiyordu. Survivor’da aç kalmış yarışmacı gibi tabağa saldırıyordu. Ben tabi bi seviniyordum, bi seviniyordum ki aman Allah’ım!! Bu çocuk tosun mu tosun bi şiii, lokmaları yarıştırıyorum ağzında 🙂 İlk hastalık dönemimiz 7. ay bizim.…
Sevgililer Günü’nde Aşk’ınıza Özel Bir Hediye Seçin
Yazıya başlamadan önce, beni yakından tanımayanlar için kısaca kendimden bahsedeyim: Asıl mesleğim yazılılm. Gayet severek ve kodlarla uyum içinde mesleğimde kendimi geliştirirken, daha sonra web yazılımla ilişkili olan web tasarım işine yönelmeye ve kendimi bu yönde geliştirmeye karar verdim. Bilgisayarın dilini öğrenmek ve keşfetmek beni büyülese de, geceleri sabahlayana kadar kodları çözmek ve öğrenmek her ne kadar cazip ve eğlenceli gelse de, artık yazılımdan ziyade tasarımda kendimi ilerletmek istedim. Çünkü tasarım, hayatın her alanında beni cezbediyordu. Taa çocukluğumdan beri 🙂 Kıyafet tasarım, tırnak tasarımı, ev dizayn ve kendi becerilerimle dekor yapmak gibi birçok alanda tasarım hobimdi. Güneş’in doğumuyla birlikte çalışma hayatına ara verdim fakat freelance olarak web tasarım işini halen sürdürüyorum. Bunun yanısıra, kişiye özel kanvas tablo tasarımıyla ilgilenmeye başladım ve ileride bunun için atölye açmayı planlıyorum. Sevgililer Günü’ne de kısa bir süre kaldığı için hem konuyu hem de eşimle kendim için çalıştığım tabloyu sizlerle paylaşmaya karar verdim. Bu tablo, yılbaşında…
Anne Bebek Oyun Grubu Etkinliği
Geçen hafta 5 anne bir araya gelerek bir karar verdik; evde Anne Bebek Oyun Grubu Etkinliği yaratmak. Diğer adıyla; Oyun Okulu’nu evlerimizde ve daha samimi bir ortamda sürdürmek. Bu etkinliğin amacı; bebekleri farklı ortamlarda, farklı oyuncaklarla ve kendilerine yakın aylarda olan arkadaşlarıyla bir araya getirmek. Böylelikle miniklerimizin sosyalleşmeleri artacak ve değişik oyuncaklarla da yeni şeyler keşfedecek, yeni şeyler öğrenecekler. Dolayısıyla da bir yandan sosyalleşmelerine, bir yandan da eğitimlerine bir parça daha katkıda bulunmuş olacağız. Bilhassa da havaların soğuk, mevsimin kış olduğu bu aylarda inanın çocuklar için bundan daha faydalı bir etkinlik yapamazdınız. Aramızda çalışan annelerimiz de olduğu için, Cumartesi günleri belli bir saat aralığında, iki haftada bir, bir annemizin evinde toplanılacak. Anneyi motive etmek için ve çay servisi gibi durumlar çocuklar için riskli bir ortam oluşturduğu için pasta börek ikramları da olmayacak 🙂 Etkinlik sadece amacına hizmet edecek, yani miniklerimize 🙂 Ayrıca, cumartesi günleri özellikle de çalışan annelerin başka planları…
Kış Geldi, Bereleri Hazırlayın
2014’ün son gününde artık kara kışa merhaba derken, çocuk giyim ve aksesuarları üzerine keşfettiğim eğlenceli bereleri sizinle tanıştırmak istiyorum bugün. Güneş’le yeni bir konsept fotoğraf çekimi gerçekleştirdik. Bu seferki temamız “Yeni Yıl” oldu. Fakat bu kez, konsept fotoğraflarımızın tamamiyle Güneş’e özel olarak kalması için çok fazla fotoğraf paylaşmak istemesem de, konseptte kullandığımız berelerin tasarımcısı Mutlu Bereler’i sizlerle tanıştırmak istiyorum. Yaratıcı tasarımları ile hangisini seçeceğinize karar vermekte zorlanacağınız el işi kışlık aksesuarları, hem kız çocukları hem de erkek çocukları için zevkle kullanacağınız şıklıkta Mutlu Bereler’in. Biz, temamız yeni yıl olduğu için yine yeni bir anne kız konsepti oluşturduk Güneş’le. O yüzden de anne kız geyikli bereleri seçtik. Mutlu Bereler’in birbirinden güzel el işi tasarımlarına @mutlubereler instagram hesabından ulaşabilirsiniz. Bayılacağınıza eminim. Ayrıca, Güneş’in fotoğraflarının bir bölümünde babasının bebeklik süveterini, kendim de kayınvalidemin lohusa döneminde giydiği ceketi giyerek retro bir görünüm sergiledik. Bana sorarsanız çok da şık olduk 🙂 …
Yoğurt yapımı ve püf noktası
Çocuklarımız büyürken en temel ihtiyaçlarından biri de kalsiyumdur. Bu yüzden süt ve süt ürünlerini yeteri miktarda tüketmek gerekir -ki tam bir kalsiyum deposu olan yoğurt; protein, B12 ve B6 vitaminlerinin yanı sıra fosfor, iyod ve flor da içerir. İçeriğindeki faydalı bakteriler vücuttaki zararlı bakterilerin üremesini önleyip, bağırsakları düzenli olarak çalıştırır. Bağışıklığı güçlendirir ve aslında 7’den 70’ye herkese birçok konuda fayda sağlayan yoğurt, her öğünde her sofrada bulunması gerekir. Organik ürünleri her ne kadar hepimiz desteklesek ve sofralarımızda bulundurmak istesek de bilhassa şehir hayatında taze ve katkısız ürünleri bulmamız malesefki zorlaşıyor. Bu yüzden, her çocuğun ve çocuğumun mümkün olduğunca doğal beslenmesini arzuladığım için, en azından yoğurdumuzu kendimiz yapabileceğimizi hatırlatmak istedim. Yoğurt mayalamak için köy sütü bulamıyorsak, en azından günlük süt ile yoğurdu mayalayabiliriz. Ben köy sütü, keçi sütü, devam sütü ve günlük süt arasında dönüşümlü olarak Güneş için yoğurt hazırlıyorum. Kendi sofralarımız için hazırladığım yoğurtta da günlük sütü tercih ediyorum. Güneş’in…