Bir genç kadın gelin olduğunda, gelinliğiyle evden çıkarken beline kırmızı kuşak bağlanır. Bu kuşak bekareti simgelediğinden değil, Anadolu’da adet halini almış bir gelenek olduğundan yapılır. Anlamı ise, Al Karısı veya Al Basması diye bilinen bir inançtan korunmak maksatlıdır. Gene lohusa kadınların saçlarına kırmızı bandana takmalarının nedeni de aslında budur. Çünkü Al Karısı kırmızı renge gelmezmiş, bu renkten korkarmış falan… Benim bu bilgiyi paylaşma amacım 7-11 Mayıs Lohusa Depresyonu Farkındalık Haftası’nda annelerimizle biraz kültürler arasında yolculuk yapmak, biraz sohbet etmek, farklı şeyleri birlikte öğrenmek. O yüzden Al Karısı’ndan da bahsetmek istiyorum fakat bu kez genel kültür maksatlı bir paylaşım olsun. Çünkü Al Karısı’nın diğer kültürlerde başka inanışları da var.
Al karısı Anadolu’da böyle bilinir. Bir de Lilith vardır. Lilith de aslında farklı kültürlerde, Al Karısı’nın anlamıdır. Biz ona Al Karısı deriz, başka birisi Lilith der yani. Lilith aynı zamanda Musevilik ve Hristiyanlık’ta da bahsi geçen bir isimmiş. Bunun yanı sıra da birçok efsaneye de konu olmuş. Tıpkı bizim Şahmeran’ımız gibi de yani. Fakat benim en çok dikkatimi çeken, kimi kültüre (ya da mitolojiye ya da efsaneye) göre Lilith’in Adem’in ilk eşi olarak tanıtılmasıymış. Efsaneye göre, Adem ile aynı anda çamurdan yaratılan Lilith (kadın erkek eşitliğini savunan ilk insan olarak tarihte yerini almışmış), Adem’den altta kalmak istemediği için cennetten kovulmuş. Bunun üzerine de Adem’in kaburgasından Havva yaratılmış ki eşitlik iddia edemesinmiş. Onun kaburgasından; tam kalbinin altındaki kaburgasından yaratılmışmış. (HZ. Adem diye bahsetmiyorum çünkü İslam’da bu bilgilerin asla yeri yok. O yüzden yine müsaadenizle Adem diyorum).
Bunun üzerine de Lilith bacı cennetten kovulunca da, artık tüm erkek ve kadınlara gıcık gitmiş. Lohusa ve gelinlerle o yüzden uğraşır imiş. Hatta geceleri erkeklerin rüyasına girip, onların spermlerini çalıp, cadı falan doğururmuş 🙂 Lilith’in kızlarına da Succubus denilirmiş.
Bunlar işin inanış kısımları. Bizim konumuz o değil tabii. Bizim konumuz lohusa depresyonu. Daha önce bu linkten paylaşım yaparak hem anne hem de annenin çevresindeki kişileri ilgilendirecek bir yazı paylaşmıştım. Yazıyı sadece anne değil; minik bebeği görmeye giden, bebeğin akrabaları ve yakınları, annesine yardımcı olmak isteyen herkesin okuması gereken bir yazı aslında. Çünkü biliyoruz ki, empati kurabilmek çok önemli bir yetenek. Keza daha anlayışlı olabilmek ve dil’i kullanabilmek de. Dolayısıyla Lohusa Depresyonu sadece anneyle ilgili değildir. Eğer amacınız bir bebeği sevgiyle karşılamak ise, annesine yardımcı olun. Annelik kutsaldır, annelik kutsaldır demek; bebeğe sadece annenin bakması demek değildir. Ayrıca lohusa yakınlarına duyurulur:
Bir gün peygamberimizin eşleri ‘Ya Resulallah, cennete seninle birlikte olmak istiyoruz. Bize öyle bir amel söyle ki, cennete gitmemize yol olsun’ derler. Efendimiz (sav) buyurur; ‘Tek kollu kadınlara yardım edin.’ Eşleri Medine sokaklarına çıkıp tek kolu eksik kadın ararlar ama bulamayıp peygamber efendimizin tekrar yanına gelirler. Efendimiz (SAV) tebessüm ederek buyurur, ‘tek kollu kadınlar, annelerdir’. Yardım edin; ama bunu dilinizle, tavrınızla da yapın.
Tüm sevgimle kucaklıyorum tüm annemizi ve bebeğimizi
Diğer kaynak yazı: http://www.birannetavsiyesi.com/lohusa-depresyonu/
Yoruma kapalı.