İlk bebeğimde gerek evde, gerek dışarıda ben de çok zorlanıyordum. Aynı zamanda da dışarı ne zaman çıksam, tam bir işkence gözüyle bakıyordum. Gittiğim yerden zevk alamam; yemeğiydi, emzirmesiydi, alt değiştirmesiydi, uykusuydu derken dışarıda çocuk da ben de eziyet çekeriz diye düşünüyordum. Bu düşüncem 1 buçuk yıl kadar sürdü. O süre zarfında neredeyse tek gittiğim yer annem oldu. Sonra bir baktım; kilo almışım, saçımı neredeyse hiç taramamışım, kaşlarım Susam Sokağı’ndaki Kırpık’a dönmüş, içim kararmış ama farkında değilmişim, insanlardan ve sosyal hayattan tamamen kopmuşum. Bunu anladığım an dedim ki “Şule, hemen silkelen ve kendine gel. İlk olarak zayıflamaktan başlıyorsun işe. Sonra da kendine güzel kıyafetler alıyorsun. Kuaföre gidip en azından kaşlarını aldırıyorsun. Yapabildiğin kadar saçlarına bakıyorsun, ojeni sürüyorsun, takılarını takıyorsun. Bebekli olman, anne olman demek; kendinden vazgeçmen demek değil. Bebeğine annelik yapman demek, senin ‘fedakar’ olman demek değil. Fedakar olmakla iyi olmayı birbirine karıştırma. Sen kendine değer verirsen, kendine zaman ayırırsan işte o zaman mutlu olursun. Sen mutlu olursan da, işte o zaman hem bebeğin hem de eşin; yani ailen mutlu olur. Senin nasıl olduğun sadece seni değil, başta bebeğin ve eşin olmak üzere çevreni de etkileyecek. Dolayısıyla her şeye kendinden başla. Ataletini yen. Eğer sosyal hayat bir ihtiyaç olmasaydı, ceza evi diye bir sistem de olmazdı. O halde hazırsan başlıyoruz, hayata geri dönüyoruz”
İşte bundan sonra başladı benim için kendime dönmek. Kitap okumanın çok faydasını gördüm, çok çok hem de ama hareket, iletişim, kendine bakma, kendi ihtiyaçlarını karşılama da kişi için oldukça önemliydi. Kendime Zaman Ayırıyorum yazımda da o günlerde neler yaptığımı detaylıca anlatmıştım. Linkten ulaşabilirsiniz.
Şimdi asıl konumuza geri dönelim; kışın bebeğimle dışarıda nasıl vakit geçiriyorum, ihtiyaçlarını nasıl karşılıyorum, soğuk havadan nasıl koruyorum?
Kışın bebek arabası yerine, kangurumu kullanıyorum. Çünkü kangurumda bebeğimin yüzü bana dönük ve kucağımda olduğu için de sıcaklığımla onu koruyorum. Kullandığım kanguru ergonomik olduğu için bebeğim de oldukça rahat. @zoenkababy Instagram hesabından kanguruma ulaşabilirsiniz. En çok da ekoseli, jakarlı kumaşı olan kangurum favorim. Ayrıca bu markanın bir de örtüsü var. Cırt cırtları sayesinde kanguruya tutturup, bacaklarını da soğuktan ekstra koruyorum.
Kafasına mutlaka bere alıyorum. Bebeğim bazen bere takmak istemiyor. Kulaklık aldığımda kulaklığa da itiraz ettiği çok oluyor. Öyle durumlarda mümkün olduğunca kulaklarını korumaya dikkat ediyorum. Zaten kanguruda taşımaya başladıktan kısa süre sonra uykuya dalıyor. Bu esnada da kafasını güzelce örtüyorum. Hava aldığına emin olarak, yüzünü de soğuktan koruyorum. Ayrıca kanguruda daha derin ve çok uyuyor. Hem anne sıcaklığı, hem anne sesi, hem de hareket halinde olmak ona uyku için ihtiyaç duyduğu her şeyi sağlıyor.
Dışarıdayken emzirmem gerektiğinde, bir yerde oturuyor isem kolay; bulunduğum ortamda herkes yardımcı oluyor zaten. Ama dışarıda iken isterse; ya bir mağazadan rica edip kabinde emziriyorum, ya da uygun bir odada emziriyorum. Bu, gerçekten de çok kolay oluyor.
Eğer özel araç kullanacaksam, bebekli olduğum için Careem tercih ediyorum. Çünkü Careem’de gerçekten güzel indirimler oluyor, kaptanları çok güler yüzlü ve yardımsever oluyor, ayrıca VIP araçla yolculuk yapıyorsun. @careemtr Instagram hesabından ulaşabilirsiniz. Eğer toplu taşıma kullanacaksam da, bu da gözümü korkutmuyor. Sırtımda çanta, kangurumda bebeğimle beni gören herkes zaten yer veriyor. Vermezlerse de, kendim rica ediyorum çünkü bebekli ve çocuklu annelerin bu hakkı, hakkınızı istemekten lütfen çekinmeyin!
Bebeğimin alt değiştirme ihtiyacını da, daha küçük iken, yanımda bez değiştirme örtülerini taşıyor idim. Şimdi ise iyice ayaklandığı için, ayakta da değiştirebiliyorum. Büyüdükçe bu işlem daha da kolay oluyor.
Yemek yedireceğim zaman, tupperware kaplarına doldurduğum ev yemeklerinden yanıma alıyorum. Küçük küçük kaplar. Bunlar hem daha taze olmasını sağlıyor hem de bebeğim dışarıdan beslenmiyor. Mama ya da aburcubur vermekten gerçekten kaçınıyorum.
Bazı günler gezdikten sonra eve geldiğimde, geceleri burnu tıkanmış oluyor. Bu kimi zaman gerçekten kaçınılmaz. Öyle zamanlarda da okyanus suyu ve nazal burun aspiratörleri ile burnunu temizliyorum. Bundan pek hoşlanmıyorlar ama gerçekten de çok faydasını görüyorum.
Gittiğim yerler bazen planlı oluyor, bazen de anlık karar veriyorum. Sadece bebeğimle ya da iki çocuğumla birlikte İstanbul’da tek başıma gitmediğim semt sanırım yok. Biraz bakış açısı, biraz kendine güven, biraz bebeği tanıma, biraz alıştırma, biraz da istek ve eğlenme ile bunları yapabilmenin mümkün olduğunu düşünüyorum. Mümkün olmasa, yıllardır bu şekilde gezemezdim…
Ayrıca, bilimsel bir bilgi de vermem gerekirse; beynimizin amigdala bölümünün sakinleşmesi için hareket etmemiz şart imiş. Bu bölüm, bizim ilkel beynimizde (kertenkele beyin) bulunan bir bölüm. Detayı için Bütün Beyinli Çocuk Kitabı ile Cem Şen’in Nefes kitabını okumanızı tavsiye ederim. Aşağıdaki fotoğrafımın altında daha da detaylı anlattım. Oradan da okuyabilirsiniz.
Uzun lafın kısası, kendinize zaman ayırın. Dışarı çıkmaktan korkmayın. Hatta bu konuyu bir de doktorunuzla görüşün.
Tüm sevgimle kucaklıyorum.
İyi gezmeler <3
https://www.facebook.com/BirAnneTavsiyesiCom/
Yoruma kapalı.