TÜZDER Başkanı Tunahan Coşkun’la bir araya gelip, üstün zekâlı çocuklara dair annelerimizin bana yönelttiği soruları kendisine ilettim. Aşağıdaki paylaşımımdan detaylarına ulaşabilirsiniz anneler. Bu başlıklar dışında farklı sorularınız da var ise, sorunuzu bana iletebilirsiniz.
Işık olmasını diliyorum.
Sevgiler…
Soru: Çocuğum üstün zekâlı mı; nasıl anlayabilirim?
Cevap: Çocuğun üstün zekâlı olup olmadığını bir anne babanın anlaması çok mümkün değildir ancak dikkatli bir anne baba, eğitimci, öğretmen tarafından bebekliğinin ilk yıllarından itibaren aslında bir takım emareleri de görebilirler. Bunlar mesela; uykularının az olması, anne babayı erken tanıma ve tepki verme, kıyafetlerinin etiketlerinden rahatsız olması, üzerine örtülen battaniye gibi pamuk ya da plastik oranlarına karşı hassasiyetlerinin farklı olması, tat algılarının ve koku algılarının baştan itibaren genelde belirgin olması, ilerleyen dönemlerde genelde okula gitmeden ya da anne baba, bir eğitimciden destek almadan okuma yazmayı öğrenmesi, dil yeteneklerinin kapsamlı olması, kelime hazinelerinin gelişmiş olması, konuşurken yetişkin bir insanla konuşuyormuşsunuz izlenimini rahatlıkla uyandırabilirler. Bu ve buna benzer bir takım becerileri ya da yetenekleri gözlemleyen anne babaların yapması gereken ilk şey 3 yaşını doldurduktan sonra IQ testi yaptırabilirler (Testler 2 buçuk yaştan başlayabilir fakat 3 yaşı beklemek daha iyidir).
Soru: Bu testler nerede yaptırılabilir?
Cevap: Bu testler bir uzman psikolog olabilir, hastanelerin psikoloji birimleri olabilir, psikoloji merkezleri olabilir, TÜZDER gibi bu alanda çalışan derneklerde olabilir. Bu dernek ya da merkezlerde uzman psikologlar tarafından zekâ testi yaptırılabilir ancak bu zekâ testleri “dikkat edilmesi gereken önemli başlıklardan biridir”. Maalesef son zamanlarda bu alanda da ciddi anlamda bilgi yozlaşması ve suiistimal var. Çünkü merdiven altı diye tabir edilen yerlerde zekâ testi yaptığını söyleyen kurumlar da var ki bu çok büyük mümkün değildir. Zekâ testi sertifikalı bir uzman psikologlar tarafından yapılmalı ve bu testlerin geçerlilik ve güvenilirlikleri sorgulanmalı, hangi testler yaptırılıyor, yapan kişinin sertifikasyon numarası ve kurum bu anlamda çok önemli çünkü bir taraftan da çocuğunuzun dataları, bilgileri orada toplanıyor. Bu bilgilerin başka yerlere gönderilmesi, paylaşılması gibi riskler olabilir.
Biz TÜZDER olarak özellikle son 5 yıldır üzerinde durduğumuz bir şey var; bir anne babanın ya da okulların salt çocuğun zekâsını ölçmek için zekâ testi yaptırmasını çok anlamlı bulmuyorum; hem kişisel olarak hem de kurum olarak.
Soru: Burada amaç nedir, biz ebeveyn olarak neden zekâ testi yaptırmalıyız ya da yaptırmalı mıyız?
Cevap: Amaç şu olmalı: Çocuğumu daha iyi tanıyabilmek için, onu daha sağlıklı yönlendirebilmek için ya da bulunduğu ortama ayak uyduramama, bir takım gelişimsel alanlarda eksiklikler ya da fazlalıklar gözlemlendiğinde; bu tarz durumlarda zekâ testi yaptırmak lazım yoksa durduk yere “haydi gideyim de bir zekâ testi yaptırayım, çocuğumun zekâsını öğreneyim” yaklaşımını çok da doğru bulmuyorum açıkçası çünkü zekâ ve ölçülebilirlik kavramları uzun yıllardır tartışılan konulardan bir tanesidir. Bir çocuğa zekâ testi yaptırdıktan sonra “senin iq puanın şudur” demeyi de doğru bulmuyorum. Biz o yüzden TÜZDER olarak çocuklara BBT uyguluyoruz ki bunu çok önemsiyorum: Bireyi Bütünüyle Tanıma. Bu sebeple çocuğun salt zekâ puanından ziyade, BBT yapıyoruz. BBT sayesinde çocuğa tek bir alandan bakmak yerine çocuğu bütüncül yönleriyle tanımak, çocuğu her alanda keşfetmek için BBT önemli bir program. Burada amacımız çocuğun zihinsel gelişimi, duygusal gelişimi, sosyal gelişimi, bedensel gelişimi ve diğer alanlardaki gelişimlerini de dikkate alarak çocuğu keşfetmek. Olaya daha bütüncül bakabilen kurumlarda ailelerin test yaptırmalarını tavsiye ederim ki TÜZDER bu anlamda bunu iyi yapan kurumlardan bir tanesidir.
Soru: Zekâ testi yaptırdık ve çocuğum üstün zekâlı çıktı. Sonra?
Cevap: TÜZDER gibi kurumlarda, zekâ testini uyguladıktan sonra çocuğun gerekli yönlendirmeleri de yapılmalıdır. Hangi materyal ya da kitapları kullanmalarına, nasıl bir program takip etmelerine dair yönlendirmelerin yanı sıra anne babalara ya da eğitmenlere “eğitici eğitimi” veren de bir kurumuz. Yani; anne baba hangi eğitimleri almalı, öğretmenler hangi eğitimleri almalı gibi önemli konularda yönlendiren ve bu eğitimleri veren de bir kurumuz. Dolayısıyla anne babanın ve öğretmenin eğitim düzeyini önemsiyoruz, çocuğun eğitimini önemsiyoruz. Çocuğun testini yaptık; üstün zekâlı çıktı, ne yapacak? Çocuklar için bu anlamda çok fazla seçenek yok ve burada devreye Dahi Park giriyor: Kodlama, STEM, anlayarak hızlı okuma, astronomi, zekâ ve akıl oyunları, düşünme becerileri, zihin haritaları, mimarlık gibi farklı farklı alanlarda atölye eğitimlerine dâhil oluyorlar. Dolayısıyla anne babanın eğitimi, öğretmenin eğitimi, çocuğun eğitimi ile birlikte daha bütüncül bir programın içine aileler girmiş oluyor. O yüzden bir zekâ testini yaptırırken ya da yaptırmak istediklerinde, zekâ testi yaptırılacak kurumu araştırırken bu konu da kriterler arasında olmalı: Ben bundan sonraki süreçte ne yapacağım sorusu da dâhil olmalı. Bunu da özellikle belirtmek istiyorum.
Soru: Erken konuşmak da bir zekâ belirtisi olur dedik ya, peki geç konuşmak da bir zekâ belirtisi midir?
Cevap: Bu konuda Albert Einstein gibi örnekler de var fakat bariz bir gösterge değildir. Hatta ailelerin bu noktada daha dikkatli olması gerekiyor; normal gelişimsel süreçlerin dışında bir seyir varsa zaten mutlaka test yaptırmaları gerekiyor. Çocuğun 3 yaşında okuma yazma öğrenmesi nasıl ki gelişimsel süreçlerin dışında ise, geç konuşma da erken konuşma gibi gelişimsel sürecin dışındadır.
Soru: Üstün zekâlı olmak da anormal bir durum mudur?
Cevap: Üstün zekâ zaten özel eğitim alanına giren bir durumdur. Thomas Jefferson’ın bir sözü var hatta: “Eşit olmayan insanlara, eşit davranmaktan daha büyük eşitsizlik olamaz”. Zaten üstün zekâlılık, ülkemizde de özel eğitim çatısı altında incelenen bir başlıktır ama Türkiye’de maalesef şöyle bir paradoks var: Çocuğunuz zihinsel engelli ise, görme engelli ise, işitme engelli ise çocuğa ve aileye bir takım devlet destekleri buluyorsunuz ama çocuğunuz üstün zekâlı ise destek konusunda mahrum kalıyorsunuz. Ebeveynler, alacakları eğitici eğitimler sayesinde çocuklarına destek sağlayabilirler: Bilimle ilgili, robotikle ilgili, zekâ ve akıl oyunlarıyla ilgili gibi aldıkları eğitimlerle çocuklarını evlerinde de rahatlıkla destekleyebilirler. Özellikle zekâ ve akıl oyunları dediğimiz materyallerle, robotik kodlama malzemeleriyle anne babaların çok ileri düzeyde bilgileri olmadan bile bu alanlarda çocuklarını rahatlıkla destekleyebilirler. Hatta TÜZDER Yayınları’nı alıp kullanabilirler.
Soru: TÜZDER Yayınları’ndan da bahseder misiniz? Nedir TÜZDER Yayınları?
Cevap: Zekâ gelişimine dair, dikkate dair, düşünme becerilerine dair üstün zekâlıların ihtiyacını karşılayan ya da normal çocukların zekâ düzeylerini ileri noktalara taşıyabilecekleri, performanslarını daha üst noktalara taşıyabilecekleri yayın bulmak Türkiye’de maalesef çok sıkıntılı ki Dünya genelinde de böyle aslında. TÜZDER Yayınları’nı bu ihtiyaçları karşılamak için var. Bir nevi “evde okul” programı da denilebilir. TÜZDER internet sitesinden TÜZDER Yayınları kısmına girerek TÜZDER Yayınları ile ilgili de fikir sahibi olabilirler.
Soru: Üstün zekâlı olmak genetik bir özellik midir?
Cevap: Çocuğun üstün zekâlı olmasının genetik ya da çevresel faktörlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hem ülkemizde hem de Dünya’da uzun yıllardır konuşulan konulardandır. Eskiden genetik aktarımın çok daha yüksek olduğuna inanan ciddi bir grup vardı ancak son zamanlarda çevresel faktörlerin de zekâ gelişimi üzerinde çok ciddi anlamda etkisi olduğuna dair araştırmalar var. Dolayısıyla belli bir oranda genetik, belli bir oranda çevresel faktörlerin etkisi olduğu, aynı zamanda eğitim ortamı, sosyal çevre, fiziki ya da sosyal gelişimin çocuğun sosyal zekâsı üzerinde etkili olduğu konuşulmaktadır.
Soru: Zekâ geliştirilebilir mi?
Cevap: Elbette, zekâ geliştirilebilir ki bu en çok sorulan sorulardan bir tanesidir. Bununla ilgili Dünya’nın hemen hemen her yerinden yapılan araştırmalar var. Hatta TÜZDER olarak bizim de bu konuda yaptığımız araştırmalar var. 1 yıl içinde çocuklara uygulanan bir takım programlarla çocukların IQ puanlarında yaklaşık 7-8 puanlık bir artış olduğu gözlemlenmiştir. Hatta bunun tersi de söz konusudur; zekâ geliştirilebilir olduğu kadar düşme ihtimali de yüksektir. Benim yüksek lisans tezim de bu konuydu. Çocukların sınıf seviyeleri arttıkça zekâ seviyelerinin düştüğüne dair araştırmalar var. Dolayısıyla zekâ hem gelişebilir hem de düşebilir. Burada ebeveynlerin dikkatli olması gerekiyor ki mesela 3-4 yaşında zekâ testi yaptırdığınız çocuğunuz üstün zekâlı çıktı ise bu böyle gidecek anlamına gelmiyor. Bu yüzden mümkünse arada bir (1 – 1,5 yıl sonra) tekrar tanımlama yaptırmalarının, süreci izleme açısından sağlıklı olacağını düşünüyorum.
Soru: Üstün zekâ üzerine yazılmış kitaplar hangileridir?
Cevap: Üstün zekâlılarla ilgili çok fazla kaynak, kitap yok açıkçası. Yurt dışından bir takım kitaplar var, çeviri kitaplar var. Benim yazmış olduğum Kuş Bakışı Zekâ kitabı var, Bahar Eriş’in Her Çocuk Üstün Yeteneklidir kitabı var. Gary A. Davis ‘in Üstün Yetenekli Çocuklar ve Eğitimi (Öğretmenler ve Ebeveynler İçin El Kitabı) kitabı var.
Soru: Yetişkinler için: üstün zekâlı olup olmadığımızı nasıl anlayabiliriz?
Cevap: Az önce de bahsettiğimiz gibi; bireyin üstün zekâlı olup olmadığını öğrenmede asıl hedef etiket amacı olmamalıdır. Zira yetişkinler için de geçerli bu durum.
Soru: Zekâ testleri güvenilir midir?
Cevap: Zekâ testleri güvenilirdir; hangi testlerin yapıldığı önemlidir. WISC-R, Binet, Cas gibi çeşitli zekâ testleri vardır. Projektif testler ve objektif testler karma olarak yapılırsa çocuğun tanılanması daha sağlıklı olur. O yüzden biz BBT’yi önemsiyoruz ve bunun yapılmasını tavsiye ediyoruz.
Soru: Üstün zekâlı bir çocuğum var. Onunla iletişimde ve eğitimle en çok nelere dikkat etmeliyim?
Cevap: Üstün zekâlı çocuklara bir kere “sen üstün zekâlısın. Üstün zekâlı çocuklar böyle yapar. Üstün zekâlı çocukların özellikleri bunlardır” gibi ifadelere kesinlikle girmemelidir ebeveynler. Bu konu çok gündemde tutulmamalı; öncelikle onun bir çocuk olduğu, gelişimsel süreçlerinin önemli olduğu konularda durulması lazım ve çocuğun bütün süreçlerinin konuşulması lazım. Dolayısıyla etiketten olabildiğince kaçınılmalı, bu mümkün olduğunca akrabayla, eş dostla çok paylaşılmamalı, akşam misafirliklerinde, çay sohbetlerinde bu konu gündeme getirilmemeli diye düşünüyorum.
Soru: Çocuk üstün zekâlı ise özel bir eğitim mi almalı?
Cevap: Üstün zekâlı çocukların normal çocuklarla birlikte eğitim almaları önemli ancak zaman zaman da ayrışmaları önemlidir. Üstün zekâlılarda 3 şey önemlidir: 1- Zihinsel doygunluk, 2- Akran zenginliği, 3-Beceri odaklı eğitim. Zihinsel doygunluk dediğimiz şey; üstün zekâlı çocuklar maalesef normal okullarda programın hafifliği gereği tam tatmin olmuyorlar. Dolayısıyla okul niye var, niye gidiyorum, her gün aynı şeyleri görüyorum gibi şeyleri söyleyebiliyorlar ama bunun tersi zenginleştirilmiş programlarda ise okulun gerekliliği, öğrenmenin gerekliliği ortaya çıkıyor. Akran zenginliği dediğimiz şey ise; üstün zekâlı çocuklar kendileri gibi eş düzeyde çocuklarla bir arada olmadıklarında kendilerinin anormal olduğunu, kendilerinin arkadaşları ya da öğretmenleri tarafından anlaşılmadığını söylüyorlar ama bu çocukları bir araya getirirsek kendilerinin normal olduğunu diğer arkadaşlarına bakarak gözlemleyebiliyorlar. Üçüncüsü ise beceri odaklı eğitim; Üstün zekâlı çocukları dinlemek, anlatmak ve okumak yerine bizzat işin içine sokarak, yaparak, yaşayarak öğrenmelerini sağlamak önemli bir ölçüttür.
Soru: Ne tür oyun ve oyuncaklar önerirsiniz?
Cevap: Üstün zekâlı çocuklarda kitap ve oyuncak seçimi önemlidir çünkü onlar az önce de konuştuğumuz gibi akran zenginliği, akran fakirliği, zihinsel doygunluk, zihinsel açlık gibi birçok ikilemlerle karşı karşıya kalabiliyorlar. Dolayısıyla onların zihinsel gelişimlerini üst noktalara taşıyan, onların performansını geliştiren ve kendi kendilerine de oynamalarını sağlayan oyunları tavsiye ediyorum ben. Zet Zeka’nın oyunları üstün zekalı çocukların hem dikkat becerilerini, hem de düşünme becerilerini ve onların farklı düşünme, mantık becerilerini geliştiren oyunlardır. Bunları ebeveynlerin de kullanmasını tavsiye ederim ki bir nevi kurtarıcı oyunlardır. Kaliteli vakit geçirmek dediğimiz şey aslında bu tarz şeylerdir; anne baba ile birlikte hem zekâ gelişimine hem de sosyal gelişimine katkı sağlayan oyun ve oyuncaklar.
Yoruma kapalı.