Abla olabilirsin. Bu, senin de çocuk olduğunu unutmak anlamına gelmez.
Sana, ablasın diye yaşından daha büyük sorumluluk yüklemeyeceğim. Olduğun gibi ol, bir role bürünme çünkü ben, seni her koşulda seveceğim.
Kardeşin senden küçük diye daha az ilgi göreceğini düşünme, ben de bu dengeyi sağlamak için elimden gelen çabayı göstereceğim.
Elbette yardımcı ol ama senin elindeki oyuncağı sırf ağlayarak senden istiyor diye, razı olmadığın halde, uzlaşmadan verme. Ki bu, zaten onun da gelişimine katkı sağlamaz.
Onu sev, koru, öğret, öğren ama önce tüm bunlara kendinden başla. Çünkü başkalarına verip kendinden esirgemeyi içselleştirirsen, bunu belki de ömrün boyunca yapmak zorunda olduğunu düşünebilirsin bile.
Sen bir bireysin; şimdi çocuk, sonra yetişkin. Şimdiden adil olmakla adaletli olmak nedir, sevmek, saygı göstermek, iletişim nedir; bilirsen, hem kendine hem de başkalarına aynı ölçüde değer verirsen, kendini gerçekleştirirsin. Zira mutsuzluğun en büyük kaynağıdır; kendini değersiz hissetmek. Ve en kötüsüdür; bunun belki de bilincinde bile olmadan “yaşıyorum “ demek.
Bırak başkalarının hayatını, sen kendine odaklan. Çünkü gerçekten de kendini bilmektir en kıymetli olan.
Hata yapmaktan korkma. Hata yapmak, yaşayarak öğrenmenin acı lezzetini tatmak, seçim yapma şansını bulmak ve her daim çabanla, sevgiyle, aşkla yola çıkmaktır yaşamak.
Şimdi al tüm korkularını kucağına, cesaretinle yoğur, ışığa dönüştür. Ömrümüz varsa, yolumuz uzun. Sen, sen olmaya niyet et çocuk…
1 Yorum
Pingback: En Çok Okunanlar | Bir Anne Tavsiyesi